Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Köstebek Sözleri ve Alıntıları

Köstebek sözleri ve alıntılarını, Köstebek kitap alıntılarını, Köstebek en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
. Polis Akademisi’nde müfredata dahil “Devlet Güvenliği ve Haberalma” adlı ders kitabında, Cumhuriyet döneminin en yaygın irticai hareketi olan Nurculuktan tek kelime ile bahsedilmemektedir. Bir başka ifadeyle, geleceğin Emniyet yöneticileri, nurculuk hakkında tek bilgi bilmeden, tehdit olarak algılamadan Akademiyi bitirmektedirler. Nurculuktan bahsetmeyen, gerçek yönleriyle Fethullahçılıktan bahseder mi, diye düşünüyorsanız, yavaş yavaş Emniyet Teşkilâtı’nı tanımaya başlıyorsunuz demektir. Bu kitapta, örneğin, “Zararlı Dini Akımlar” bölümünde, Ahmet Yesevi, Mevlana, Hacı Bektaş Veli, Yunus Emre gibi isimler, “İrticai Faaliyetler” ana başlığı altında açıklanmaktadır. “Türk Düşünce Tarihi” gibi bir ders ya da bağımsız bir bölüm başlığı altında okutulması gereken bu “aydınlık” isimleri, “İrticai Faaliyetler” başlığı altına dahil edeceksiniz; sonra da “kapkaranlık” Said-i Kürdi ve hempalarını-şakirtlerini bu başlık harici bırakacaksınız!.. Bunun adı bilim değil, Türklük değil, İslamiyet değil, insanlık ise hiç değil!.. .
. Fethullah Gülen için istihbarat birimlerinde kadrolaşmak niye bu kadar çok önemlidir?!. En önemli neden, bir türlü yeterince sızmayı başaramadıkları Türk Silahlı Kuvvetleri’ne karşı silahlı ve de yasal bir güce sahip olmaktır. Adliye ve mülkiye kadrolaşması ise, bu gücü daha da pekiştirecek ve devletin içten ele geçirilmesini ya da bir başka ifadeyle devletin “kansız” teslim alınmasını temin edecektir. .
Reklam
. Yasal çerçevede rutin telefon dinleme işlemi, fethullahçılann hareket noktasını oluşturmuştur. Adına “Telekulak” kod adı verilen bu “planlı istihbarat operasyonu”nun, fethullahçı yapılanmaya yaklaşık 20 milyon dolara malolduğu önesürülmektedir. .
. Operasyonlarında, amaca ulaşmada her yolu mübah sayan ve her türlü sınır tanımaz fırsatçılık, ahlâksızlık, takiyye unsurlarını içeren bir konsept çerçevesinde hareket eden fethullahçı istihbaratçıların kullandıkları yöntemler şöyledir: Telefon dinleme, tehdit, sahte belge üretimi ve montaj, çarpıtılmış bilgiye yönelik kampanyalar, hırsızlık, kundakçılık, şantaj amaçlı kadın pazarlama ve görüntü kaydı, her türlü illegal kayıt kullanımı (böcek, gizli kamera vb.), rüşvet, gasp, darp, bilgisayar sahtekârlıkları, ev ve işyeri kurşunlama, emniyeti suistimal, “hâkim kiralama” ve diğerleri... .
Sayfa 141Kitabı okudu
Yeni binyılın şeyhlerinin, dervişlerinin, müritlerinin ve de meczuplarının amaçlarının da değiştiği gözlemleniyor. Artık amaç, bir şeriat devleti kurmak değil. Şeriat, iktidarı, parayı, her türlü gücü ele geçirmenin sadece simgesel, klişeleşmiş adı. Mürtecilik yani gericilik de artık salt dinsel anlamda kullanılmıyor. Tam bağımsız bir devleti ve kazanımlarını ortadan kaldırarak, düyunu umumiye döneminde olduğu gibi, ülkeyi uluslararası finans merkezlerinin denetimine sokmak da, geriye gitmek anlamında mürtecilik olarak değerlendiriliyor. Aynı şekilde, koşulsuz AB teslimiyetçiliğini savunarak, devlet egemenliğini kayıtsız şartsız ulusa değil, Brüksel’e bağlamaya çalışanlar da, Hürriyet ve İtilaf Fırkası’nın uzantıları olarak bu anlamda mürteciliği temsil ediyor. Anavatan kavramını Türkiye sınırlarından çıkarıp, AB sınırlarına mal edenlerin milliyetçi-muhafazakârlığı ile, IMF, Dünya Bankası ve AB çıkarlarının sözcülüğünü, savunuculuğunu ve de tetikçiliğini yapanların yeni solculuğu, tıpkı Fethullah Gülen’in ve müritlerinin din ve vatan anlayışı ile birebir örtüşüyor...
. Peter M. Senge’nin ‘5’nci Disiplin’ adlı kitabında ‘bir kurbağanın kaynar suya konması durumunda sıçrayıp çıkmaya çalışacağı, ılık bir suya konması durumunda ise korkmadığı için kaçmayacağı ve yavaş yavaş ısıtılması halinde de sersemleyerek haşlanmayı bekleyeceği örneğine yer verilmektedir. F. Gülen izlediği strateji ile hedefine bu örnekte olduğu gibi ağır ve kararlı yaklaşan bir görünüm sergilemektedir. .
Sayfa 126Kitabı okudu
Reklam
. Tüm bu olumsuzluklar karşısında, Fethullah Gülen, büyük bir rahatlıkla ve basın aracılığı ile Türkiye’ye şu mesajı göndermiştir: “Devleti ele geçirmek her vatandaşın hakkı’’.* *Geniş bilgi için bkz. “Devleti Elegeçirmek Her Vatandaşın Hakkı”, Milliyet, 7.4.2001. .
Sayfa 136Kitabı okudu
Yolgeçen Hanına Dönmüş Bir Ülke: Türkiye...
. Bir ülke, büyük bir ülke kalmak istiyorsa, önce iç güvenliğine koşulsuz sahip çıkmak zorundadır. Bunun da olmazsa olmaz koşulu, askeri-sivil, tüm istihbarat kuruluşlarındaki “çürük elmaların” ayıklanmasıdır. Askeri istihbarat kuruluşlarında sorun yaşanmadığına göre, Emniyet Genel Müdürlüğü ve Milli İstihbarat Teşkilâtı’nın yeniden yapılandırılması kaçınılmazdır. Bir başka ifadeyle, tam bağımsızlıkla, güvenlik kavramlarını birbirinden ayırmak olanaksızdır. Bunlardan birini elinizden kaçırırsanız, sonuç “su kevgirine” ya da “yolgeçen hanına” benzetilen şimdiki Türkiye görüntüsüne dönüşür... .
. 1980’lerden başlayan bu kadrolaşma, klasik örnekle “Tavukçuluk Enstitüsü”nde olsa, neyse diyebilirsiniz. Ama bu tehlike, güvenliğimizi ve tam bağımsızlığımızı birinci derecede ilgilendiren bir Anayasal kurum yani Emniyet Genel Müdürlüğü’ne bağlı okullar için sözkonusu olacak ve 1992’de bu olgu, resmi bir soruşturma raporunda yer alacak ve de hiçbir şey yapılmayacak!.. Bir başka ifadeyle, tamamiyle dış odaklı fethullahçı tehdit, yok sayılarak görmezlikten gelinecek!.. Gerçekte sorulacak o kadar çok soru ve sorumlulardan sorulacak o kadar çok hesap var ki!.. .
Hukukun temel kuralıdır, kişiler için yasa çıkarılamaz.
Reklam
. ...DGM ’de dava açılması her an sözkonusu olan bir kişiye, yani Fethullah Gülen’e, yurtdışına yargılamadan kaçarken -pardon, tedaviye giderken- İçişleri Bakanı oluru ile resmi koruma tahsis edilmesi, kuşatılmışlığın boyutlarını ve cüretini göstermesi açısından büyük önem taşımaktadır. Uğur Mumcu, Bahriye Üçok, Muammer Aksoy ve Ahmet Taner Kışlalı gibi Cumhuriyet aydını yurtseverleri kendi sınırları içinde korumayan koruyamayan Emniyet’in, adıgeçeni hem de yurtdışında kimden koruduğu (!) ise apayrı bir araştırma konusudur... .
İşe Yarıyor
. İnternet ortamında faaliyet gösteren fethullahçıları deşifre etmenin en kestirme yolu, hocaefendilerini ya da Said Nursi’yi ad vererek, açıkça eleştirmektir. Sadece Türkiye’den değil, dünyanın neresinde fethullahçıların okulu, dersahnesi varsa, buralardan eşzamanlı tepkiler yağacaktır. .
Sayfa 180Kitabı okudu
tanıdık:)
Tarikat bağı kurulduktan sonra yükselmek kolay. Bunlar belli bir yere geldikten sonra 'ben onlardan değilim, kandırılmışım' demeye başlıyorlar.
. İnsanın aklına ister istemez gelir, Atatürk'ün Cumhuriyet Savcısı olma özelliğine, cesaretine, iradesine, kararlılığına, aydınlığına sahip kaç hukukçu var, ülkemizde?!. İşte bunun için Fethullah Gülen, müritlerine hedef gösteriyor: "Mülkiyede ve Adliyede kadrolaşın!.." Cumhuriyet Savcıları'nın büyüteç altına alınması; sadece müritlerin değil, tarafsızlık (!) adına görevini yapmayarak sessiz kalanların, Cumhuriyete ihanete sırtını dönenlerin de ayıklanmasını gerekli ve öncelikli kılmaktadır. Diğer taraftan, Atatürk’ün Cumhuriyet Savcısı olma onurunu üzerinde taşımak, günümüzde çok yönlü saldırı ve iftiraya maruz kalma riskini de beraberinde getirmektedir. Örneğin, Yargıtay’ın son iki dönemdeki Cumhuriyet Başsavcıları Vural Savaş ve Sabih Kanadoğlu, özellikle şeriatçı, ikinci cumhuriyetçi ve bölücü odakların boy hedefi olma onurunu ve kaderini paylaşmışlardır. .
Sayfa 249Kitabı okudu
...S.T.K.B.’nin yönetimindeki fethullah karşıtı dernek ve vakıflara karşı tüm bu “kontrol” ve “denetim”ler, 2000 yılının son aylarından itibaren daha da sıkılaştırılmıştır. Nedenine gelince, S.T.K.B. yöneticilerinden Çağdaş Eğitim Vakfı Başkanı Gülseven Yaşer ve Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Başkanı Prof.Dr. Türkan Saylan, Fethullah Gülen Davasının görüldüğü Ankara 2 No.lu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nden müdahillik isteminde bulunmuşlardır.* *Ankara 2 No.lu DGM Başkanlığı, müdahillik taleplerini reddetmiştir. .
Sayfa 195Kitabı okudu
667 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.