Pek iç açıcı şeylerden söz etmiyor elinizdeki kitap. Tersine, uygarlığın yeraltına tıktığı karanlık içeriklerden, toplumsal vicdan tarafından lanetlenmiş sapkın eğilimlerden, bastırılmış yıkıcı dürtülerden söz ediyor. Kötülükten, kirden ve suçtan; kadavradan, lağımdan ve boktan söz ediyor. Üstelik, bütün bunlardan söz etmekten bir şey umuyor. Yer üstünde asayiş yeraltının denetim altına alınmasıyla kurulmuşsa eğer, aşağıdaki içeriklerin konuşturulmasından geçecektir yıkıcı eleştiri. Kapitalizm bireyin yalnızca kendini tanımasının değil, aynı zamanda kendini unutmasının da koşullarını yaratmışsa, unutulanı hatırlatmayı hedef edinecektir eleştiri. Böyle bir umut var bu yazılarda. (tanıtım yazısından)