Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Belgesel Kitaplar Serisi

Köy Enstitüleri

Can Dündar

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
...Milletin efendisi olacaktı köylü...
Sayfa 100 - CAN
Köy Enstitüleri
Enstitüde işbaşı zeybek havasıyla yapılıyordu. Öğrenciler her sabah erkenden kalkıp Okulun önündeki büyük alanda toplanıyor ve güne, sabah sporu niyetine kızlı erkekli halk oyunları oynayarak türkülerle başlıyorlardı. Sonra, kendilerinden önce kalkıp fırınlarda ekmek pişiren arkadaşlarının hazırladığı kahvaltıya geçiyorlardı. Sabah 7:30’dan sonra da serbest okuma saati başlıyordu her enstitünün büyük bir kütüphanesi vardı ve Hasan Âli Yücel’in çevirisini yaptığı klasikler burada bulunabiliyordu her öğrenci bir yıl içinde 25 klasik eseri okumak zorundaydı.
Reklam
Aşık Veysel
Serbest okuma saatinde isteyen öğrencilere müzik öğretmenleri tarafından mandolin, keman, akordeon, bağlama dersleri de veriliyordu hatta bağlama dersini kimi zaman enstitüleri birer birer gezen Aşık Veysel veriyordu.
Halk oyunları ile ders başı
Enstitüde işbaşı zeybek havası ile yapılıyordu. Öğrenciler her sabah erkenden kalkıp okulun önündeki büyük alanda toplanıyor ve güne sabah sporu niyetine kızlı erkekli halk oyunları oynayarak türkülerle başlıyorlardı.
Sayfa 33 - İmge Kitapevi 3. Baskı (2002)Kitabı okudu
Bunu 1000 kişi hep bir ağızdan söylerdik, inanırdık...Milletin efendisi olacaktı köylü...Ne kadar aidanmışız.Ah...ah...Ne kadar aldanmışız!..
Köy Enstitüleri ve Sabahattin Ali
Şubat 1945’te bir gün Hasanoğlan’a gelen bir ziyaretçi sonun başlangıcını hazırladı o gün tiyatro dersi için okulun devlet tiyatrolarının kurucusu Carl Ebert ziyaret edecekti ancak öğrencilerin dikkatini Ebertten çok yanındaki altın tel çerçeveli gözlük takan ak saçlı tercümanın üzerinde toplanmıştı, o tercüman dönemin en tanınmış muhalif edebiyatçısı Sabahattin Ali’ydi Sabahattin Ali ilerici fikirleri nedeniyle mahkum olmuş ve sonra afla salıverilmiş bir solcuydu böyle birinin Hasanoğlana gelip öğrencilerle sohbet etmesi Enstitüde cadı kazanlarının kaynamasına yol açtı.
Reklam
Atatürk'ün ölümü, bir dönemin kapanışının da habercisiydi. Atatürk'ten sonra liderliği İsmet İnönü devralacak ve köyde eğitim projesini sürdürme görevi ona düşecekti. İnönü, cumhurbaşkanı seçilince kabineyi Celal Bayar kurdu ve milli eğitim bakanlığına Hasan Ali Yücel getirildi. Yücel, hayatını eğitime adamış bir felsefe hocasıydı. Bakanlıkta tam bir devrim yaptı. Üniversiteler kanunu çıkararak özerkliği güvence altına almaya çalıştı. Dünya klasiklerinin çevrilmesi için bir tercüme bürosu kurdurarak 500'den fazla eserin Türkçeye kazandırılmasını sağladı. Ama onu ölümsüzlüğe kavuşturacak asıl projesi Köy Enstitüleri oldu. Yücel'in Milli Eğitim Şurası'nda tartışmaya açtığı bu proje cumhuriyetin en önemli hamlelerinden biriydi. Yücel, bir yasa tasarısı hazırlatarak ülkeyi, tarım koşullarına göre her biri 3-4 ili kapsayan 21 bölgeye ayırdı. Bu 21 bölgenin en uygun yerlerine bire Köy Enstitüsü kurulacaktı. Enstitüler şehirden uzakta olacak ama mümkünse tren istasyonuna yakın bir yere kurulacaktı. Bu enstitülerde köyün kalkınması için gerekli öğretmenler yetiştirilecekti. Ancak öğretmen sadece okuma yazma öğretmekle kalmayacak, aynı zamanda köylüye modern tarım tekniklerinden marangozluğa, müzikten hasta tedavisine kadar her konuda eğitim verecekti. Bir anlamda yerel önder aydınlar yetiştirilecekti.
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.