Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Kritik ve Klinik

Gilles Deleuze

Kritik ve Klinik Gönderileri

Kritik ve Klinik kitaplarını, Kritik ve Klinik sözleri ve alıntılarını, Kritik ve Klinik yazarlarını, Kritik ve Klinik yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Etika, yalnızca içerik değil, ifade biçimleri de olan üç öğe sunar: Göstergeler ya da duygular; Mefhumlar ya da kavramlar; Özler ya da algılar. Bunlar aynı zamanda varoluş ve ifade kipleri de olan üç bilgi türüne tekabül eder.
Mesele, böyle bir tepkinin, rakiplerin seçimi tasarısını terk mi ettiğini, yoksa tersine, Spinoza ile Nietzsche’nin inandığı gibi, tamamen farklı seçme yöntemleri mi hazırladığını bilmektir: Bu yöntemler artık aşkınlık edimleri şeklindeki taleplere değil, varolanın içkinlikle dolma şekline dayanır (bir şeyin ya da birinin sonsuza dek geri dönme kapasitesi olarak Ebedi dönüş). Seçim artık talebe değil, güce dayanır. Güç, talebin aksine alçakgönüllüdür.
Reklam
Oysa sofistik olana, düşmanı olduğu kadar, sınırı ve çifti olarak da meydan okur: Her şeyi ya da herhangi bir şeyi talep ettiği için, sofist pekâlâ seçimini karıştırıp yargısını bozabilir.
İşin sırrı belki de budur: Yargılamak değil, varoldurmak.
Kavga, bir Tanrı yargısı değil, Tanrı’nın ve yargının işini bitirme yoludur. Hiç kimse yargıyla gelişmez, insanlar hiçbir yargı içermeyen kavgayla gelişir. Beş karakter, bize varoluşla yargıyı karşıtlaştınyormuş gibi göründü: sonsuz azap karşısında zulüm, düş karşısında uyku veya sarhoşluk, organizasyon karştsında dirimsellik, bir egemen olma-istemi karşısında güç istenci, savaş karşısında kavga. Bizi rahatsız eden, yargıyı yadsıyarak, o andan itibaren her şey eşdeğermişçesine, varolanlar arasında, varoluş kipleri arasında tüm farklılık yaratma yollarından kendimizi yoksun bırakıyormuş izlenimine kapılmamızdı. Ama ne bir varolanda neyin yeni olduğunu kavrayabilecek ne de bir varoluş kipinin yaratımını sezebilecek şekilde, önceden varolan ölçütler (üstün değerler) ve her daim (sonsuz zaman boyunca) önceden varolan ölçüder varsayan daha ziyade yargı değil midir?
İnsanlar, kendi kısmederine değer biçtikleri ölçüde yargılarlar ve bir biçimin onların iddialarını onayladığı ya da azlettiği ölçüde yargılanırlar. Aynı zamanda hem yargılanır hem de yargılarlar ve yargılamakla yargılanmak aynı zevktir.
Reklam
Her yerde, yargı öğretisinin karşısında zulüm sistemi vardır.
Yahudi-Hristiyan gelenekten koparak eleştiriyi sürdüren Spinoza’dır; ve bu eleştiriyi yeniden ele alıp ona bir ivme kazandıracak dört önemli öğrencisi olmuştur, Nietzsche, Lawrence, Kafka, Artaud. Dördü de, tuhaf bir biçimde, kişisel olarak yargıdan çekmişlerdir. Suçlamanın, tartışmanın, kararın olabildiğince birbirine karıştığı bu noktaya gelmişlerdir. Nietzsche, büyük bir meydan okumayla karşı koyduğu tüm dayalı döşeli pansiyonları sanık olarak dolaşır; Lawrence, en küçük suluboya resmine bile bulaşan ahlaksızlık ve pornografi suçlamasına maruz kalarak yaşar; Kafka, bitmeyen nişanlılıklarından dolayı yargılandığı “otel mahkemesinden” kurtulmak için “bütün masumiyetiyle şeytansı” görünür. Ve yargıdan, en sert biçimi olan korkunç psikiyatrik bilirkişi raporuyla Van Gogh-Artaud’dan daha çok çekmiş olan var mıdır?
Tinsel kendilikler, soyut fikirler, sanılan şeyler değildirler: Bunlar heyecanlar, duygulardır. Sayılamazlar, ve utanç en önemlilerinden biri olmasına rağmen, bunlar yalnızca utançtan ibaret değildirler. Bedenin zihni utandırdığı durumlar vardır, ama bedenin onu güldürdüğü ya da onu hayran bıraktığı durumlar da vardır,
Her kendilik çokludur, aynı zamanda birçok başka kendilikle bağıntı içindedir.
183 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.