Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Küçük Ağa

Tarık Buğra

En Eski Küçük Ağa Sözleri ve Alıntıları

En Eski Küçük Ağa sözleri ve alıntılarını, en eski Küçük Ağa kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Günler geçer, haftalar, aylar ve yıllar geçer, sonunda da saniyeler geçmez olurda, kafa bir takıldı mı sılaya! Sıcak terletir, soğuk üşütür, humma sayıklatır, sıla büyücü gibi çeker. İş yakalanmamakta. Yakalandı mı bu özleyişe bitmiştir artık.
Sayfa 50 - MEB YayınlarıKitabı okudu
Dert akıl, fikir uçup gittikten sonra başlamaz mıydı?
Sayfa 50 - MEB YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Her insanın ölünceye kadar yapabileceği bir şeyler vardı. Her insan da, kör topal bunu yapıyordu. Mesele iyi'yi kötüden ayırabilmekte idi ve herşeyin, ama herşeyin iyisi de kötüsü de oluyordu.
Sayfa 108 - MEB YayınlarıKitabı okudu
Bu hüznün, yani bu ikiliklerin, bu hırsların, bu yüreksizlikler ve kararsızlıkların, sebep oldukları ve gaddarlıklarla birlikte sürüp gideceğini, çünkü sürüp geldiğini, bunun yanı bu duyduğu avuntusuz, bu devâsız hüznün hayata eşit olduğunu sezivermişti.
Sayfa 146 - MEB YayınlarıKitabı okudu
Zafer çoğu zaman haksızın, kalleşin, döneğin olacak, binde bir hakka, fazilete, hakikate çıkacak, bunları da ezmeler, gadretmeler, çalmalar, çırpmalar, ihtirasların, budalalıkların, bilgiyle, akılla beslenmiş iyi niyetlerin canavarları kovalayacaktı. Doktor yenilmez hüznünün içinde bu kaderi kıyametlik görüyor, mücadelenin, iyi kötü, doğru-yanlış mücadelesinin kıyamete kadar süreceğine inanıyordu.
Sayfa 147 - MEB YayınlarıKitabı okudu
-Ölüm mukadder doktor bey. Zaman ve şekil onun manasını değiştiremez. Hayat da can kaygusuyla köpekleşmeye değmez.
Sayfa 156 - MEB YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Artık yalnız eli silah tutanlar değil, beş on okka yük taşıyabilecek, bir kağnının öküzlerine embel dürtebilecek çocuklar ve kadınlar da cihada akıyordu. Daha şimdiden isimler çıkmıştı ortaya. Kara Fatma'lardan, Ayşe onbaşılardan, Pembe çavuşlardan bahsediliyordu. Kadınlık ilk defa şehadet ve gazâ mertebelerine ermişti.
Sayfa 177 - MEB YayınlarıKitabı okudu
İpi koparmak kolay, bir İstanbullu Hoca'yı tepeleyivermek ondan da kolaydı. Ama bu kazanç değil, kayıp olacak, meseleyi halletmeyecekti. Çünkü karşıdaki tek bir varlık değil, bir inanış, bir düşünüş düzeni idi ve doğumu, beslenişi, gelişimi, tutunuşu, yayılışı bu topraklarda bu millet böyle olduğu için olmuştu.
Sayfa 203 - MEB YayınlarıKitabı okudu
Acaba bu geceyi paylaşmanın, bu geceden herkese bir pay düştüğünü bilmenin yolu ne idi? Acaba İstanbullu Hoca Ali emmi ile, Ali emmi Sivas'daki Hacı Ömer, onbinlerce tepeden bir tepedeki çadırda yatan Mehmet Çavuşla aynı geceyi paylaştığını, kendine düşen uyku ve rüya payında, dua hakkı üzerinde, dileklerde, ümidlerde ortakları olduğunu düşünecek miydi?
Sayfa 204 - MEB YayınlarıKitabı okudu
Gülmek ve gülmek için sebepler icad etmek lazımdı. Takılmak, şakalaşmak için hiçbir fırsatı kaçırmamalıydı. Fırsat mı yok? Bunu da icad etmek lâzımdı. Neş'e de dua kadar destekliyordu insanı.
Sayfa 205 - MEB YayınlarıKitabı okudu
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.