"Günler geçer, haftalar, aylar ve yıllar geçer, sonunda da saniyeler geçmez olur kafa bir takıldı mı sılaya! Sıcak terletir, soğuk üşütür, sıla büyücü gibi çeker. İş yakalanmamakta. Yakalandın mı bu özleyişe bitmiştir artık..."
"... hayatın akıp gittiğini, bu akışın bir şeyler götürüp bir şeyler getirdiğini ve gidenlerin daima iyi, daima lüzumlu, gelenlerin de hep kötü, zararlı, istenmeyen şeyler olduğunu sağlam biliyordu."
Dünyayı bize büyük gösteren bizim küçüklüğümüzdür. Hırsımız, sabırsızlığımız, bencilliğimiz. Önce bu yüzden küçülüyor, sonra da dünyayı çok büyük görüyoruz.
" Vatanın kurtuluşu için terazinin bir kefesine Çerkez Ethem öbür kefesine de Ankara konulursa ne olurdu?
Küçük Ağa artık ferahlamıştı. Emin bir şekilde:
" -Ne olacak? Ethem bey havaya fırlar, dirhem çekmez," diye söylendi."
"Bak dinimizde bir laf var; kırk yıl günahkar, bir yıl tövbekar, derler. İnsan can ve gönülden tövbe deyip doğru yola girdi mi Allah da, affeder kul da."
Günler geçer, haftalar, aylar ve yıllar geçer, sonunda da saniyeler geçmez olurda, kafa bir takıldı mı sılaya! Sıcak terletir, soğuk üşütür, humma sayıklatır, sıla büyücü gibi çeker. İş yakalanmamakta. Yakalandı mı bu özleyişe bitmiştir artık.