Korku dolu nefesler alıp veriyordu, ama artık çok geçti. Bu hayatta en çok korktuğu şey gelmişti başına – arabanın arka koltuğu bomboştu…
Küçük kızı, kaçırılmıştı…
Abigail, sevgi dolu kocası ve dünyalar tatlısı bebeği Izzy ile, gıpta edilecek, mükemmel bir hayat yaşıyordu. Fakat birisi Abigail’a dair derin bir sırra vakıftı ve gerçeğin her yönüyle açığa çıkmasını istiyordu.
Izzy’nin otoparktaki bir arabadan kaçırılması vakasına Dedektif Robyn Carter bakacaktı. Birileri takip edilemeyen bir numaradan Abigail’a bir süredir tehdit dolu mesajlar gönderiyordu. Peki Abigail’in sakladığı şey neydi?
Robyn’in içgüdüleri, Izzy’nin kaçırılması ile halihazırda araştırmakta olduğu iki cinayet arasında bir bağ olduğunu söylüyordu. Fakat henüz yakın zaman önce, sadece içgüdülerine güvenerek hareket ettiği için nişanlısı öldürülmüş ve tüm hayatı kararmıştı. Bu vakayı çözebilmek ve polislik mesleğindeki yerini geri kazanabilmek için, kendisine tekrardan güvenebilmeyi – derhal – öğrenmek zorundaydı. Çünkü bu kez, acıma duygusundan zerre nasibini almamış bir seri katilin peşindeydi ve bu manyağı vaktinde bulamazsa, cesetlere küçük bir kız çocuğu da eklenecekti…
Tempolu, tansiyonu alabildiğine yüksek ve elinizden kolay kolay bırakamayacağınız bu polisiye roman, sizi iliklerinize dek ürpertecek…
Kader koc tavsiyesi daha beni hiç yanıltmadı. O beğendiyse mutlaka beğenirim demiştim ve tabi ki sonuç yanıltmadı. Psikolojik polisiye severler mutlaka okumalı. Kitabın arka kapağında küçük bir kızın kaçırıldığı ve Dedektif Robyn' nin bunu çözmeye çalışması felan filan yazıyor ama işin içine girilince bambaşka gerçekler ve cinayetler ortaya çıkıyor. Kimin yaptığı kitabın başlarında belli ama o kimi tahmin etmenizde biraz marifet Hadi okuyun bakalım.
