O sıralar ya keyifsiz olduğumda, ya da sadece her zamankinden daha erken uyandığım zaman, uyumadan yatakta kaldığımda solgun, renksiz, büyük, suratsız; acıdan ve korkudan bile daha beter bir hayalet tarafından seyrediliyordum: Sıkıntı. Ozanların dizelerine döktüğü gibi aşk ve nefretle bezenmiş bir sıkıntı değil; hayır, değişmez bir sıkıntı, derinlere inen bir sıkıntı, iç karartısı, hissedilebilen bir hiçlik.