Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Küçük Pierre

Anatole France

Küçük Pierre Gönderileri

Küçük Pierre kitaplarını, Küçük Pierre sözleri ve alıntılarını, Küçük Pierre yazarlarını, Küçük Pierre yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
...son anına kadar zevk sefa alemlerinde eğlendi. Saygıdeğer ailesi onun için bir cenaze töreni düzenledi... Kortej geçerken kalabalık arasındaki kadınlar istavroz çıkarıyor, erkekler ise şapkalarını çıkarıp hırsız, dolandırıcı ve yaşlı düzenbaz diye mırıldanıyorlardı; böylece ölüye saygıyla, adalet duygularını birleştiriyorlardı.
Racine, Esther ve Athalie
Ah güzel sözlü ve büyük Racine! Şairlerin en iyisi, en değerlisi! ... Siz şimdi benim aşkım, neşem, tüm sevinçlerim, en büyük zevkim oldunuz. Yaşadıkça, yavaş yavaş hayatta ilerledikçe, insanlar ve olaylar hakkında deneyim kazandıkça sizi tanımayı ve sizi sevmeyi öğrendim. Corneille sizin yanınızda sadece becerikli bir hatipti, Molière'in de sizin kadar gerçekçi olup olmadığını bilmiyorum; o bütün gerçeklikleri ve bütün güzellikleri barındıran yüce efendimiz! Gençliğimde bu romantik barbarların dersleri ve örnekleriyle gözüm kapandığından, sizin en büyük tragedya yazarları kadar değerli olduğunuzu anlayamamıştım; gözlerim sizin parlaklığınıza bakabilecek kadar güçlü değildi. Sizden her zaman yeterince hayranlıkla söz edemedim; bir şair tarafından gün yüzüne çıkarılmış en gerçek kişilikleri yarattığınızı hiçbir zaman söyleyemedim; hiçbir zaman sizi yaşamın ve doğanın ta kendisi olduğunuzu söyleyemedim. Sadece siz gerçek kadınları yarattınız. Sofokles'in ve Shakespeare'inkiler sizin canlandırdıklarınız yanında nedir ki? Oyuncak bebekler! Sadece sizinkilerin duyguları ve ruh dediğimiz içten sıcaklıkları vardır. Sadece sizinkiler seviyor ve arzuluyor, diğerleri konuşuyor; ah Jean Racine, sizin heykeliniz altında sevgimi ve saygımı kanıtlayacak birkaç satır yazmadan ölmek istemiyorum. Eğer bu kutsal görevi bitirecek zamanım kalmazsa, bu değersiz ama içten satırlarım vasiyetim olsun.
Reklam
Kitaplarımızı büyük bir sevinçle kokladık: tutkal ve kâğıt kokuyorlardı. Yeni basılmıştı. Başlığın üstüne adlarımızı yazdık. Aramızdan bazıları dilbilgisi kitaplarını ve sözlükleri lekelediler ve buna üzüldüler. Yine de bu kitaplar mürekkep lekesiyle, Saint-Pères Caddesi'ndeki bakkalın kışın çamurlanan camlarından daha çok kirlenecektir. Ama ilk leke üzerdi insanı;
Çok istemek bir bakıma elde etmektir. Nasıl anlatayım, bıkmadan ve usanmadan elde etmek.
Eğer üzüntü beni hiçbir şekilde etkilemeseydi, arzularım tüm yaşantımı yönetebilirdi. Varlığımın da büyük bir arzu olduğunu söyleyebilirim. İstemeyi severim; arzudan mutlu olmayı ve acı çekmeyi severim.
Başkasına özür dilemeye alışmak için bol bol kendimizden özür dilemek gerekir.
Reklam
On yaşımdayken en azından bir şeyi iyi biliyordum: geri gelmez şeylere üzülmemek ve Malherbe'in dediği gibi, onmaz bir kötülük geldiğinde, yapılan hatadan dolayı pişmanlık duymamak gerektiğini, çünkü bunun çok daha büyük bir kötülük getirdiğini öğrendim.
...içinde bulunduğumuz zamanı solumak bana acı veriyor.
Eğer Montaigne, Denemeler'ini kendisini tanımak için yazdıysa, bu araştırma ona, böbreklerini parçalayan taşlardan daha çok acı vermiştir... Kendinden uzaklaşma üzerine olan bu vaazın, bir an olsun kendinden söz edilmeden duramayan bir kitapta garip bir şekilde bulunduğu söylenmesin.
Kendimi kendimin ne olduğunu bilmemeye zorladım. Kendime olabildiğince az yaklaştım. Bilgelik bana kendinden uzaklaşmak, kendini unutmak, ya da yaradılış, ya da kader bakımından aynı olmadığımız biri gibi kendimizi hayal etmek olarak göründü. Kendini tanıma, bu bilgeliğin ilk kuralıdır.
Reklam
Olup bitenler karşısında hayrete düşmeyen ve çevresine iyi kötü ayak uydurabilen, kendi mantığıyla evrensel mantığı birleştiren kişiye akıllı derim; doğanın karmaşasını ve insan çılgınlığını görüp de oraya düzen ve ahlakı sokmakta inat etmeyen kişiye akıllı derim; son olarak da böyle olmak için kendini zorlamayan kişiye akıllı derim.
Tüm insan tanımları içinde en sevmediğim, insanın düşünen bir hayvan olduğu tanımıdır....Sıradan kişilerde az rastlanılan akla, büyük düşünürlerde çok daha az rastlanılır.
Clément'ı görünce doğanın bana sıkıntı ve hınç dolu, boş istekler ve delice öfkelerle kabarmış huzursuz bir ruh verdiğini anladım. Hiçbir şey onun ruhunun huzurunu bozamıyordu. Mutlu ya da mutsuz olmamızın nedeninin, olaylardan çok kendimizde olduğunu ondan öğrenmem gerekirdi. Ama öğütleri dinlemezdim. İyi çocuk Clément'la karşılaştırılmazsam, oyunlarda yaramaz, duygusuz ve kötü bir çocuk olmaktan memnundum. Ben böyle bir çocuktum, yargılamayı size bırakıyorum. Kendimi temize çıkarmak için, tüm evreni yönettiği gibi beni de yöneten, insanların ve tanrıların hakimi olan zorunluluğu mu öne sürmeliydim? Yaşantımı her zaman etkilediği gibi beni bu defa da etkileyen, sıkıntı ve neşe veren güzellik aşkını mı öne sürmeliydim? Neyi öne süreyim? Kimseyi doğa ilkelerine ve estetik kurallarına göre yargılayamaz mıyız?
Bay Grépinet bana birçok soru sordu, hiçbirini yanıtlayamadım; bana eşek dedi, Değişim'i okumayan biri olarak, yeniden insana dönüşebilmek için sadece gül yenmesinin yeterli olacağını bilmediğime çok üzüldüm. Küçük yaşta bunu öğrendiğimden, eşekliklerimi rahat rahat Erdem bahçelerinde gezdirdim, onu bilimin ve derin düşüncenin gülleriyle besledim. Gülleri, hoş kokuları ve dikenleriyle beraber yedi; ama insan kafası üstünde her zaman küçük, sivri bir kulağı oldu.
...onu eskiden olduğu gibi sevmeye çalıştım. Anısını gömülmüş olan kalbimin derinliklerinden çıkardım, onu ovdum, parlattım ve ona hiç şüphesiz az kullanılmış, temiz bir şey görüntüsünü vermeye çalıştım.
75 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.