“1970 yılının baharında Siyahlı Adam çölde kaçıyordu, silahşor da
peşindeydi satırını yazmasından sonra Stephen King’in ürettiği pek az eser
için ‘sadece hikâye’ denebilir”.
Asıl sorun, şafaktan önceki o saatte, havanın battaniye lifleriyle dolu olduğu
yıkılmak üzere olan harap bir otel odasında içindeki tüm yaşama isteği
kaybolmuş gibi hissetmesiydi.
Sizler, sevişmeyi sonunda gelen değersiz
sıvıyla karıştıran talihsizlersiniz (ne de olsa orgazm, Tanrı‘nın bize en
azından o an için işimizin bittiğini ve uyumamız gerektiğini söylemesinin bir
yoludur).