Adımlarım aheste aheste kalbimin atışlarına ayak uydururken, aklımdan yazacağım öyküyü geçiriyordum. Aslında bir tragedyaydı bu, bir aşk hikâyesi... Kendimden koyacağım çok şey vardı, ama günbatımlarında değil, gündoğumlarında kâğıda döküleceklerdi.
"Bir haksızlığın var ettiğini, belki yine bir haksızlık yok eder. Neyin yok ettiği çok da önemli değil aslında, önemli olan 'yok' olmak. Sıfırlanmak.. Temizlenmek.. Saflaşmak.. Aklaşmak.. Yeniden bakir olmak.. Gidilen yer güzel. Biliyorum."
Gözbebekleri uzun süre ne büyüdü, ne küçüldü. Belki eski bir sevgiliyi düşündü, belki bir gönül yarasını, belki de acımasızca akıp giden zamanda, böğrünü dağlayarak kaçan fırsatları.
"Çölde fırtınayla yuvarlanan çalı toplarının adıdır Kum Şeytanları. Rüzgâr estikçe diğer çalıları kendilerine katarak büyürler ve sürüklenmeye devam ederler.
Ürkütücü görünseler de, sadece savrulan çalılarıdır. Tıpkı korkularımız gibi..."