Kendinden bile kopup o hiçbir zaman tarif edemeyeceğim hüznün esaretine atıyordun kendini. Bense sadece bir heveslik sevgili, seni senden alıp götürecek hayalin tomurcuğu oluyordum. Beni görüyordun, ama önemsemiyordun.
Apartman girişine yığdıkları eşyalarının arasında "Satılık" yazısı gözüme ilişti. Aşağıya inip ayağımla yazıyı düzledim. "Satılık" yazısının hemen yanında, küçük puntolarla yazılmış "Ruh" sözcüğünü fark etmediğim için kendimi hiçbir zaman affetmedim.
Gözbebekleri uzun süre ne büyüdü, ne küçüldü. Belki eski bir sevgiliyi düşündü, belki bir gönül yarasını, belki de acımasızca akıp giden zamanda, böğrünü dağlayarak kaçan fırsatları.