Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

İlah - Rab - Din - İbadet

Kur'an-ı Kerim'de Dört Terim

Ebu'l A'lâ el-Mevdudi

Kur'an-ı Kerim'de Dört Terim Gönderileri

Kur'an-ı Kerim'de Dört Terim kitaplarını, Kur'an-ı Kerim'de Dört Terim sözleri ve alıntılarını, Kur'an-ı Kerim'de Dört Terim yazarlarını, Kur'an-ı Kerim'de Dört Terim yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
hayatın bütününe yön verecek mahiyette kimi yasa koymaya, yolyordam vâzetmeye yetkili görüyorsak; mutlak ve nihâî otorite olarak kime boyun eğip teslim oluyorsak; kimin koyduğu yasaları, yasalar dizgesini, yasama biçimini izlemeye değer buluyorsak; ve nihayet, yapıp ettiklerimizden ötürü kendimizi kime karşı sorumlu hissediyor, kime hesap vermek zorunda olduğumuza inanıyor, ve karşılık olarak da cezâ ya da mükâfatı kimden bekliyorsak onun dinine bağlıyız, onun dinini taşıyoruz demektir.
Sayfa 150Kitabı okudu
Gaybi (görünmeyen) ya da zahiri (görünen), bütün bu varlıklar birer yaratık olmaları haysiyetiyle Allah'ın kulları, köleleri olduğuna göre, onlara ibadet de yaratılışa aykın, hakikate mugayyir ve akıldışı bir haldir ve insana zillet ve bayağılıktan başka bir kazanç getirmez.
Sayfa 128Kitabı okudu
Reklam
.. kim ki, Allah'ın arzında kendisini mülkün sahibi olarak görür, kim ki, kendisini biricik ve kahir otorite olarak görür, kim ki, kendisini siyasi iktidar düzleminde hakim- i mutlak olarak görür ve gösterirse, böyle birinin ilahlık dávâsı güden bir şarlatan olduğuna hükmetmek için, onun insanların önüne çıkıp da "ben sizin ilahınızım, veliniz, velinimetinizim, kefiliniz ya da haminizim" diye bağırması gerekmez.
.. kim ki Allah'tan başkasının hüküm ve buyruguna, bu yolda Allah'ın bir izni ya da işareti olmadığı halde inanıp, itaati gerekli görürse, tıpkı Allah'tan başkasına dua eden, O'ndan başkasından yardım uman kimse gibi Allah'a ortak koşmuş, şirk' tavrını benimsemiş olur.
... kendisinden dualarımızı işitip icabet etmesini beklediğimiz varlığın kudret ve otoritesi, insanoğlunun, tam bir zihin tembelliği içinde, kimi zaman Allah'tan başkalarında vehmettiği türden tasavvuru mümkün, sınırlı, basit ve sıradan bir kudret ve otorite olamaz.
Müslümanların yükselmelerinden anladıkları şey onların omuzlarına basarak kendi yükselişlerini hazırlamaktan ibarettir, ve bunun için de sıkça kullandıkları yol, ya toplumları İslam-öncesi (cahilî) kültürün karanlık bulutları içine sokan yoldur, ya da kokuşmuş Batı kültürünün dipsiz bataklıklarına götüren yol.( Ebu Asad)
Reklam
Bütün bunlardan anlaşılmaktadır ki 'İlâh' kelimesinin 'ibadet edilen varlık' hakkında kullanılmasına sebep olan faktörler şunlardır: İhtiyaçları gidermesi, yapılan işlerin karşılığını vermesi, sükûnet bahşetmesi, yüceliği ve hükmü altına alıp koruması. Bu kuvvetli varlığın gücü, ihtiyaçları karşılamalı, musibetler anında korumalıdır. Ayrıca insan algısının ötesinde ve gözlerden o derece gizli olmalıdır ki korkulduğu kadar ona özlem ve sevgi de duyulsun.
“Allah’tan başka veliler edinenler ‘Onlara, ancak bizi Allah’a yaklaştırsınlar diye,ibadet ediyoruz’ derler.” Zümer, 3 “Onlar Allah indinde şefaatçilerimizdir derler.” Yunus, 18
“Denizde bir afete yakalandığınız zaman Allah’tan başka, çağırdıklarınızın hepsi kaybolur gider.Ama, O sizi karaya çıkarıp kurtarınca yine yüz çevirirsiniz.Zaten insan pek nankördür.” Yunus, 67
“Onlar Allah’ı bırakıp ta alimlerini ve dervişlerini rabler edindiler.” (Tevbe,31) “Bizden hiçbir kimse Allah’tan başkasını rab edinmesin.” (Al-i İmran, 64) Bu son iki ayette erbab (rabler) kelimesi ile kastedilen,milletlerin ve toplumların kesin olarak kendi önder ve liderleri olarak benimsedikleri kimselerdir.Bu kimselerin uyguladıkları emir ve nehiyler,kural ve kanunlar,helal ve haramlar herhangi bir delile ihtiyaç duyulmaksızın kabul edilmekte ve onlar haddi zatında kendilerini hüküm ve yasak koyma hakkına haiz görmektedirler.
739 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.