Bütün Eserleri: 54

Kur’an’ın Yarattığı Devrimler

Yaşar Nuri Öztürk

En Beğenilen Kur’an’ın Yarattığı Devrimler Gönderileri

En Beğenilen Kur’an’ın Yarattığı Devrimler kitaplarını, en beğenilen Kur’an’ın Yarattığı Devrimler sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Kur’an’ın Yarattığı Devrimler yazarlarını, en beğenilen Kur’an’ın Yarattığı Devrimler yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İkinci şart olan iman ise Hadîd Suresi, 7. ayette, mukaveleye atıf yapılarak ifadeye konmuştur: “İman sahipleri iseniz size ne oluyor da Allah’tan emin olmuyorsunuz? Oysaki Resul sizi rabbinize inanmaya çağırıyor. Üstelik, Resul/rabbiniz sizden taahhüdünüzü kuvvetli bir şekilde almıştı.” Görüldüğü gibi, ezelî mukavelenin iki tarafı vardır: İnsanın kendisi, yani hak ve özgürlüğü bizzat kullanacak olan ile Rab, yani hak ve özgürlüklerin kullanımında kendi payına düşeni isteyecek, öteki varlıkların payına düşenin de kontrolünü yapacak kudret.
İslam tarihinde zulme isyanın öncü isimlerinden biri olan İmamı Âzam, Müslüman ümmetin Firavun yaratan zihniyeti sona erdirmesini, İslam imanının temel icabı olarak görmektedir. Bu imanı hayata geçirecek dirayet yoksa, hiçbir ibadet bir anlam taşımayacaktır. Hiçbir zalim, kendisine sessiz kalan bir kitlenin dolaylı desteği olmadan yaşayamaz. Hele, din, zulme uşaklık aracı yapılmışsa Firavunların bir biçimde ve değişik adlar altında zuhur etmesi kaçınılmazdır.
Reklam
Şirkin ne olduğunu anlasak bu halde olmazdık ..
"Kıldığı namaza riya bulaştıran kişi şirke girmiştir, tuttuğu oruca riya bulaştıran kişi şirke girmiştir, verdiği sadakaya riya bulaştıran kişi de şirke girmiştir"
Şirk, Emevî kodamanlarıyla onların dümen suyunda bir ‘İslam’ dayatan bugünkü dincilerin tanıttıkları gibi dinsizlik- Allahsızlık falan değildir. Şirk, bir dindir, ama tek ilahın değil de bir ilahlar panteonun egemen olduğu dindir. Rabler veya tanrılaştırılmış, dokunulmaz-eleştirilmez kılınmış kişiler işte bu ilahlar panteonun üyeleridir.
Üstünlük ölçüsü olan hizmet ve ilimden uzak kalmış insanlar, yapay üstünlük yolları aramaya başlamış ve kendilerine sunulan şu namert slogana sığınmışlardır: “İlim ve araştırma önemli değil, dava adamı olmak esastır.” Bu sloganın ruhlara akıttığı zehir, kendisini “Oku” emri üzerine oturtan bir kitabın bağlılarından bazılarını neredeyse, okumaya ve düşünmeye düşman hale getirdi. Böylece onlar, çağlar öncesinin gayretlerine dayanan ürünleri, olduğu gibi tekrar etmeyi, hatta putlaştırmayı Allah’ın emri gibi sunmaya başladılar. Bunun aksini yapmak çalışmayı, çile çekmeyi gerektiriyordu. Böyle bir çileyi üstlenmeye ne kendilerinin niyeti vardı ne de onları kullananların.
66 öğeden 91 ile 66 arasındakiler gösteriliyor.