Okumaya başladığım ilk an kendimi Raif Efendi'ye o denli benzettim ki, onun yürüdüğü sokakları kendi adımlarımla, onun baktığı yerleri kendi gözlerimle, onun sevdiklerini kendi kalbimle sevdim. Ancak onun ruhuyla yürüdüm, dolaştım, baktım.
Hani diyor ya Raif Efendi: "Bana hakikaten yaşamak imkânını verdiğin birkaç ay için sana teşekkür ederim. Böyle birkaç ay, birkaç ömür kıymetinde değil midir?"
Bir ömre sığan bu romanı birkaç günüme sığdırdım ancak bir ömür hatıramdan çıkaramayacağım. O yüzden bu kitabı, yeniden, bu defa yanımda tüm bunları hissedecek olan bir başka ruhla beraber dolaşmak ve onunla farklı manzaralarda buluşabilmek ümidiyle kitaplığımın en güzel köşesine ayırıyorum.
Tıpkı şu sözler gibi...
"Bundan sonra daima onu yanımda bulacaktım."