Evde, çocuk odasında genellikle tek başıma oynardım. Aslında oynuyor sayılmazdım, duvar kâğıdıyla konuşuyordum. Kâğıdın desenindeki sayısız koyu renkli yuvarlaklar, bana insan gibi görünürdü. O insanların kahramanı olduğu öyküler uydururdum, ya ben onlara öykü anlatırdım, ya da onlar benimle oynardı; duvar kâğıdı insanlarından hiç bıkmıyordum, saatlerce konuşabilirdim onlarla.