Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Bir Millet Uyanıyor 11

Kürtçülük Sorununun Analizi ve Çözüm Politikaları

Ümit Özdağ

En Eski Kürtçülük Sorununun Analizi ve Çözüm Politikaları Sözleri ve Alıntıları

En Eski Kürtçülük Sorununun Analizi ve Çözüm Politikaları sözleri ve alıntılarını, en eski Kürtçülük Sorununun Analizi ve Çözüm Politikaları kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Yalnızlık duygusu içinde olmak, bazen sorunları olduğundan daha güçlü algılamaya neden olmaktadır."
"Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran Türkiye halkına Türk Milleti denir." Mustafa Kemal Atatürk
Reklam
Kürt kimliği örgütün yönlendirmesi ile siyasallaşma sürecine girmiştir. Örgüt, AB süreci ve Irak'taki gelişmelerin Türkiye üzerinde oluşturduğu baskıyı lehine kullanarak, milli bir devlet içinde var olan tek siyasal kimliği ikiye çıkararak, önce devleti federal Türk ve Kürt ortak devleti haline getirmeyi, ikinci aşamada Türkiye'yi bölmeyi ve birleşik-büyük Kürdistan'ı oluşturmayı hedeflemektedir. Bu hedefin dışında ortaya konulacak hiçbir politika, sorunun iç ana dinamiği olan terör örgütü PKK'yı veya yan örgütlerini tatmin etmeyecektir. Atılacak bütün diğer adımlar, ne kadar iyi niyetli olsa da terör örgütü ve arkasındaki dış dinamikler tarafından ancak nihai hedefe, yani federal devlet ve sonrasında bölünmeye götüren ara adımlar olarak kabul edilecektir.
Türkiye, 1999-2006 arasındaki yıllarını siyasi anlamda heba ederken, anti-terörist mücadele durmuştur. PKK'ya karşı önlemler sadece savunmaya yönelik güvenlik önlemlerine indirgenmiştir. Bu süreci kendi açısından olumlu değerlendiren terör örgütü ise bölgede terörist yöntemlerle oluşturamadığı "askeri ikili iktidarı" siyasi yöntemlerle "siyasi ikili iktidar" şeklinde oluşturmayı başarmıştır. Yani bölgede, Türkiye Cumhuriyeti'nin iktidarının yanında, örgütün belediyeler eli ile ve onun dışında gerçekleştirdiği bir iktidar yapılanması mevcuttur.
Türkiye'de sorun, azınlık ırkçısı ideolojik bir zemini temsil eden küçük bir grubun dış dinamiklerin yönlendirmesi ve azınlık ırkçısı bu grubun da dış dinamikleri kendi lehinde kullanması neticesinde yaptığı ve ne yazık ki ciddi ölçülerde başarılı olan terör sürecinin parçası olan toplumsal mühendislik neticesinde milli bilinci yıpratması ve yerel, bölücü şuuru geliştirmesidir.
Reklam
“Ortadoğu’da ayaklanma bastırmak insanın yüzüne gözüne bulaşan berbat bir iştir. Üstelik çok yavaş ilerler. Bu aynen bıçakla çorba içmeye benzer.”
Sayfa 18 - LawrenceKitabı okudu
Avrasya'nın büyük ülkesi Ukrayna, Batıda yaşayan Ukraynalılar ile Doğu Ukrayna'da yaşayan Rus kökenliler arasında bölünme tehlikesi ile karşı karşıyadır.
Avrasya ile sınırdaş olan hatta sınırların iç içe geçtiği Ortadoğu'da ise etnik Kürt milliyetçiliği 1970'li yıllarda lrak'ta dış destekli olarak bir canlanma yaşadıktan sonra dış desteğin sona ermesi üzerine geri çekilmiştir. 1980'li yıllarda etnik Kürt milliyetçiliği terörist yöntemlerle Türkiye'nin gündemini belirlemeye başlamıştır. 1990'lı yıllarda ise Irak'ta Kürt milliyetçiliği ABD dış müdahalesi ile etkinlik kazanmıştır. 2000'li yıllarda ise Kürt meselesi Ortadoğu genelinde yeni bir aşamaya ulaşmıştır. ABD'nin Irak'a müdahalesi, Kuzey Irak'ta bağımsızlığa doğru ilerleyen federe Kürt devletinin kurulmasına yol açmıştır. PKK ise askeri olarak yenilmesine rağmen, Türkiye'nin şüpheli AB tam üyeliği sürecinden istifade ederek, geliştirdiği politik açılımlarla sorunu Türkiye açısından yeni bir aşamaya taşımıştır. Artık gerek Ortadoğu'da gerek Türkiye'de kontrol altına alınması daha zor bir "Kürt sorunu" vardır.
Türk halkının son 21 yılda Türk siyasetçilerinden duyduğu en büyük yalan "terör ile bir yere varılamaz" yalanıdır. Bölü­cü örgüt, aksini, yani terörle bir yere varıldığını kanlı bir şekilde ispat etmiştir. Terör örgütü, İstiklal Harbi ve sonrasındaki emperyalist müdahaleleri aşarak, milletleşme sürecinde önemli bir mesafe kaydeden Türkiye'nin milli dokusunda büyük bir sosyal, psikolojik, ekonomik, siyasal ve kültürel tahribat yaratmıştır. Ortaya çıkan tahribatın Türkiye'nin bölünmesi noktasına kadar ilerlememesi ancak Türk Silahlı Kuvvetleri'nin devletin hemen hemen bütün organlarının teslimiyetçi bir ruh haline girdikleri, terör örgütü ile açık-kapalı temas geliştirdikleri 1990'ların başında, Cumhuriyetin kuruluş ilkelerinden taviz vermeme konusunda gösterdiği kararlılık sayesinde mümkün olmuştur. Türkiye'de 1984-1999 arasında ve sonrasında gerçekleşenleri, sadece PKK ile Türk güvenlik güçleri arasında gerçekleşen bir Düşük Yoğunluklu Çatışma olarak görmek, meselenin gerçek doğasını gözden kaçırmak anlamına gelir. Söz konusu olan, Türkiye'ye karşı bölgesel ve bölge üstü ihtilaflardan istifade eden bir terör örgütünün Türkiye'ye karşı "vekaleten savaş" sürdürmesidir.
83 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.