Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kurtuluş Yazısı

Yalçın Küçük

Kurtuluş Yazısı Gönderileri

Kurtuluş Yazısı kitaplarını, Kurtuluş Yazısı sözleri ve alıntılarını, Kurtuluş Yazısı yazarlarını, Kurtuluş Yazısı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
551 syf.
·
Puan vermedi
Yalçın Küçük'ün değeri ait olduğu çevreleri de eleştirebilmesinde gizli. Bir tür sol nostaljiden nefret ediyor. Kimi sol aydınların belli edebi sohbetlere sıkıştırılmasına ve bunun solculuk sayılmasına itiraz ediyor. Bunu yaparken de en önemlisi kendisini soldan koparmıyor tam tersine büyük bir bağlılıkla yapıyor bunu. Ayırt edici tarafı da bu bence. Aforoz edilmekten, yalnızlaşmaktan korkmadan bir aydın tavrı geliştirebiliyor. Militan bir tavırla, ilerlemeye engel tutum ve düşüncelere, nereden gelirse gelsin, savaş açarken, bunu bir bilim adamı inceliğinde ve klişelerden uzak bir yaratıcılıkta yapıyor. Cesaret ve yaratıcılık onda birbirinden kopmaz biçimde bağlı. Bu kitap 80 sonlarında Toplumsal Kurtuluş dergisinde çıkmış yazılarından oluşuyor. Toplumsal Kurtuluş dergisinin, o yıllarda yeniden oluşan sol basındaki önemi inkar edilemez. Eylülizm diye formüle ettiği baskı ve yılgınlık ideolojisine karşı toplumu ve aydınları sarsma işlevi görüyor. Dili bu yüzden oldukça polemik yüklü. Tabi dönemin bazı olayları karşısındaki tavır gülümsetebiliyor. Gorbaçov'dan bir beklenti içerisinde olan yazılar okudum mesela acı bir gülümseyişle. Tabi anlayışla yaklaşmak lazım o dönem solda Gorbaçov'a bir yeni kurtarıcı payesi veren çok kişi ve kurum var. Çünkü reel sosyalizmin bir krizde olduğu ya da kendisini bir krizde olduğuna inandırdığı apaçık ortadaydı.
Kurtuluş Yazısı
Kurtuluş YazısıYalçın Küçük · Başak Yayınları · 19915 okunma
Soljenitsin'in estetik değeri, Ahmet Mithat Efendi'nin romanlarına hiçbir zaman ulaşamaz; yazdığı anti-sosyalist ve anti-Stalinist fıkraların Batı Avrupa'da roman olarak basılması, Sovyet estetiğinin zaafı olduğu kadar dünya estetiğini de gerileten bir etkiye sahiptir. Anatoliy Rıbakov'un estetik değerinin ise Reşat Nuri'nin romancılığının çok gerisinde olduğunu düşünüyorum; Stalin eleştirisini Soljenitsin ilkelliğine düşürmediği ve Batı dünyasında her zaman Stalin eleştirisine bir pazar bulunduğu için satın alınıyor. Ne kadar okunduğunu söylemek kolay görünmüyor.
Sayfa 515 - Başak Yayınları
Reklam
Anti-emperyalizme aşırı vurgu, kapitalizmi bir hedef olarak görmeyi engelliyor. Aşırı anti-emperyalist vurgunun kapitalizm hedefini gizlemesi, Kemalizmin büyük katkısıdır. Kemalizm, en çok bu rengiyle, sınıf bilincinin gelişmesini yavaşlatmıştır.
Sayfa 471 - Başak Yayınları
..devrimci çizginin sadece bir mücadele yöntemi ve bir iktidar yolu olduğunu düşünmek son derece yanıltıcıdır. Devrimcilik, bir yaşam biçimidir.
Sayfa 441 - Başak Yayınları
Entellektüel şiddet gerekiyor. Tek başına dışı hareketli, eli şiddetli devrimciler, devrimci sürecin çözümleri olamıyorlar; önce devrimcinin içini hareketlendirmek gerekiyor. Estetiğiyle, şiiriyle, türküsüyle, teorisiyle, tarih bakışıyla içi hareketli olmayan bir devrimci, eli ne ölçüde şiddetli olursa olsun, elindeki şiddetin ısısı düşünce, kendisini sıradan ve toplumla uzlaşan insanlar kümesi içinde bulmaktan kurtulamıyor.
Sayfa 416 - Başak Yayınları
1914 yılında kendi kapitalistlerinin arkasına dizilerek bir emperyalist savaşa "evet" diyenler, emperyalist savaşa katılmayı savunanlar, bununla, Çarlık Rusyası'nı dize getirerek Rusya proletaryasını özgürlüğe kavuşturacaklarını ileri sürüyorlardı. Süleyman Demirel'in evetçi aydınları ise, dört gerici ve tutucu burjuva politikacısının yasaklarının kalkmasına katkıda bulunarak Türkiye'ye demokrasi getireceklerini dillerine doladılar; dünyanın her yerinde burjuva kuyrukçuluğu bir yüce amacın arkasına sığınılarak yapılıyor.
Sayfa 380 - Başak Yayınları
Reklam
İdeoloji kavramı keşfedilmeden de önce insanlık, adını koymamakla birlikte ideolojik oluşumlardan yararlanıyor. Her insan her eylemini ve en çok da eylemsizliğini, kendisini rahatlatan, zaman zaman tartışma ve düşünme zahmetinden kurtaran bir çekirdek düşünüşe dayandırmak gereğini duyuyor. Bu gereklilik, ambriyonik biçimde, ideolojiyi anlatıyor.
Sayfa 362 - Başak Yayınları
Türkiye'de radikal entelijansiyanın, Anglo-Amerikan üniversitelerinden alarak, bir zamanlar yoğun bir biçimde kullandığı bir kavram oldu; "köprü tuzağı" kavramı, Boğaz Köprüsü tartışmalarında Türkiye solunun kavramsal dayanaklarından birisidir. Radikal sol, Türkiye'de bir boğaz köprüsü yapılamayacağını hiçbir zaman ileri sürmedi; köprü tuzağına düşüleceğini, birinci köprünün ikincisini ve bunun bir üçüncüsünü zorunlu yapacağını söyledi, durdu. Zaman, radikal entelijansiyayı haklı çıkardı.
Sayfa 311 - Başak Yayınları
Şimdi politika, Türkiye solculuğunun önemli bir bölümü ile Türkiye aydınının nerede ise tümüne bu düzenin kendisinin de düzeni olduğu kanısını yerleştirme politikasıdır. Devlet, burada önemli başarılar kaydetti. Bunu, Kürt kardeşlerimizin önemli bir bölümüne bu devletin kendi devleti olduğu inancını yerleştirme döneminin izleyeceğini sanıyorum.
Sayfa 305 - Başak Yayınları
..sosyalizmin amacı insanların giderek daha çok çalışması değil, daha az çalışması ve giderek hiç çalışmamasıdır; bütün ütopyalar, başta Thomas More'un ütopyası, insanlar için günlerin doğaya çıkılarak spor yapılarak, kitap okuyup, müzik dinleyerek, sağlıklı ölçüde dünyanın nimetlerini tüketerek, sevişerek geçirildiği bir geleceği düşlüyor. Bütün ütopyalar, bir cennet özlemini dile getiriyorlar; Marx, ütopyacıları eleştirmiş olsa da sosyalizm de insanlığın ütopyasını içeriyor.
Sayfa 289 - Başak Yayınları
Reklam
Eski atinalılar adamdır!
Eski Atinalılar çalışmazlar: çünkü çalışmak, bayağı ve banal bir iş oluyor. Eski Atinalılar için yaşam, felsefe ve politika yapmak, sohbet etmek, dolaşmak, sevişmek, yemek ve şarap içmektir; iş yapmak, kentli olmayanlara ve kölelere düşüyor. İş yapmanın aşağılık bir uğraş olmaktan çıkışı kapitalizmin doğuşu ile başlıyor. Emek harcamanın ve emeğin kutsallaştırılması, burjuvazinin Calvin'den aldığı bir örtüdür; kapitalizm, emeği fetişleştiriyor. Çalışmayı kutsal ilan eden solcular, Türkiye'de sosyalizmin değil kapitalizmin bir dürtüsünü dile getirmiş oluyorlar.
Sayfa 287 - Başak Yayınları
Mutlak güç yoktur; mücadele içinde ve karşılıklı ilişkiler planında ortaya çıkıyor. Yönetenler güçsüzse halk da güçsüzdür; halkın gücü yönetenlere karşı mücadelesiyle artıyor. Birşeyi küçümsemek karşıtını da küçümsemek oluyor. Politika sanatı ve bilimi güç üzerine kuruludur. Güçsüzlüğü veri sayarak politika yapmak mümkün olmuyor.
Sayfa 213 - Başak Yayınları
Devrimci hareket, sanatçı ve yazarlarının devlet kapısında sıralanmalarının sorumluluğunun önemli bir bölümünü kendisinde aramalı ve genel sorunları içinde saymalıdır. Sanatçı ve yazarın bir kütlesellik istediğini unutmamak gerekiyor. ... Çözüm; devrimci hareketin sanatçı ve yazarlarının devlet kapısına kaçışlarını durdurmanın, içlerinde devrimci yüreği taşıyabilenlerin dönüşlerini sağlamanın yollarında aranmalıdır. Çözüm; bilim, sanat, felsefe alanında en özgür tartışma ve en yeniyi arayarak kütleselleşmekte yatıyor. Çözüm, sanatın her kolunda ve yazıcılığın her dalında, yepyeni değerleri yaratmak için, yepyeni isimleri büyütmek için, büyük bir hoşgörü ve aynı ölçüde devrimci bir yürekle, tartışmak ve üretmekte yatıyor. Çözüm, sosyalizmdedir. Sosyalizmi, cazibesine kavuşturmaktadır.
Sayfa 212 - Başak Yayınları
Marksizm, tümüyle ve yalnızca değil, ancak çok büyük ölçüde bir bilimsel yöntemdir ve düşünme yoludur. Yöntem ve düşünme yolunun iflas etmesi mümkün değil; yeni sorunlar karşısında gelişiyor.
Sayfa 194 - Başak Yayınları
Türkiye'de, dün ve bugün, Kapital'i, başından sonuna kadar değil okuyanların, okumaya teşebbüs edenlerin sayısının bile beşi bulmadığına inanıyorum; hala, Kapital'in henüz aşılmamış üstün aydın yeteneğini, becerisini, ustalığını, Türkiye araştırmalarına katma sorunuyla karşı karşıya bulunduğumuzu düşünüyorum.
Sayfa 185 - Başak Yayınları
19 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.