Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Kuş Diline Öykünen

Ayşegül Devecioğlu

Kuş Diline Öykünen Sözleri ve Alıntıları

Kuş Diline Öykünen sözleri ve alıntılarını, Kuş Diline Öykünen kitap alıntılarını, Kuş Diline Öykünen en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Böyle bir yerde kaç gün geçirebilir... Kaç gün sonra, insan tüm dirençlerinden çözülür... Kaç gün sonra arkadaşlarını ele verirsin... Kaç gün sonra... Evlerinde kaldığın insanları, kaç gün sonra... Çözülmek nerede başlar... Nerede biter... Eğer bir şeyler koparacaklarını anlarlarsa, daha çok işkence yaparlar; belki de dayanamam Hüseyin'in durumuna düşerim... Tuvalette karşılaştığımızda kan işiyordu. "Olmuyor hocam," dedi. "Olmuyor. Yapamıyorum. Senin gibi olamıyorum. Yanlış giden bir şeyler var." Yüzüme bakamıyordu. "Sus," dedim. Hüseyin can kardeşim, eski arkadaşım, sus... Birlikte devrimci olduk, yüzümüz ak çıkalım şuradan..."
Ağlamak istiyorum !
"Ölmek istiyor insan," diyordu, işkence görenler; "ölüp, arka­ daşlarını ele verme utancından, kendisini barındıran aileleri, arka­ daşlarının kanlarını, çocuklarını tehlikeye atmaktan kurtulmak." Peki işkencede çözülenler, inançlarını mı yitirmişlerdi? Çözülsün çözülmesin, konuştuklarının hepsi ölümü istemişlerdi. Ama insan hemen ölmüyordu. Ölmeyince konuşuyordu.
Sayfa 147 - Metis KitapKitabı okudu
Reklam
Kelimeler de yok olup gitmişti, onları terk etmişti. Ağızlarından bölük pörçük şeyler dökülüyordu gerçi. Anlamlı anlamsız heceler, işe yararmış gibi görünen sözcük parçaları, küçük sesler... Yalnızca ağızdan çıkıverenler; kalpten gelen hiçbir şey yoktu... Duyulardan, nabızdan, kandan, kalpten ve tenden gelip beyinde kaynaşan, damaktan dilden ve dişten ağız boşluğundan ve genizden biçimlenerek dışarı akan anlamlar dizgesi yoktu artık. Dilsizdiler...
Sayfa 45 - Metis yayınlarıKitabı okudu
Paylaşılamayacak kadar derindi yaralar, hiçbir söze sığmıyordu, bir türlü anlatılamıyordu. Yaşananlar, bilinen tüm kelimelerden kaçıp kimsenin bulamayacağı kuytulara saklanıyordu.
Sayfa 45 - Metis yayınlarıKitabı okudu
...ölüm bu anlaşılmaz evrende tanıdık olan tek şeydi. Anlaşılır, değişmez ve hâlâ anlamlı olan tek şey...
Sayfa 109 - Metis yayınlarıKitabı okudu
Acı, zarif bir şey değildi. Tıpkı ölüm gibi; acı da çirkindi. Acı ve ölüm; bu ikilinin karşısında, en sarsılmaz, en dayanıklı görünen yapılar, alışkanlıklar, davranışlar çözülüp dökülüyordu.
Sayfa 180 - Metis yayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ben ki, inşaat amelesi Hasan'ın oğlu İbrahim! Ayağına bir kez bile yeni ayakkabı giymemiş, kalbi defalarca kırılmış, şu dünyada ki hiçbir güzelliğin kendi yanına yaklaşmayacağına inanmış olan İbrahim!.. Sana babamdan hiç söz etmedim. Okuması yazması kıttı. Ama eve Cumhuriyet alırdı; biliyor musun? Akşamları, saatlerce evirir çevirir, okumaya çalışırdı. Ta ki, Cumhuriyet gazetesi, işsizliği protesto etmek için yürüyen beş bin, yalınayak yapı işçisinden 'çapulcu' diye söz edene kadar. Genç öldü zaten hastalıktan. Senin ancak Nâzım Hikmet'in şiirlerinde karşılaşacağın o işçinin oğluyum ben.
Sayfa 107 - Metis yayınlarıKitabı okudu
Geri15
90 öğeden 76 ile 90 arasındakiler gösteriliyor.