Bu beyaz baykuşun sivri gagası ve pençeleri farenin tamamı yenmeden görevlerini yerine getirecek. Resmin altındaki yazı -"Yalnız ve beşinci duyusunu ısıtıyor, / Çan kulesindeki beyaz baykuş oturuyor" Tennyson'ın "The Owl" [Baykuş] şiirinden alınmış. Şiirde kediler evlerinin yolunu tutar; "güler yüzlü sütçü kızlar mandalı tıkırdatır". Diğer bir deyişle, gün başlar. Gözleri kapalı baykuş, sundurmada diğer dört duyusunu dinlendiriyor, bir yandan da kilisenin tanıdık sıcaklığında rahatlıyor.
The White Owl [Beyaz Baykuş]
William James Webbe
Kalküta'da doğan Prinsep, Doğu'nun cazibesine kapılmıştı. Tutinama, ya da "Papağan Efsanesi", bir 14. yüzyıl İran hikâyeleri derlemesidir; anlatıcısı papağandır papağan, Hindistan'da olduğu gibi İran fabllarında da yer alan bir hikâye anlatıcısıdır. Bu özel kuş, sahibesine, onu elli iki gece boyunca diğer çekici şeylerden uzak tutmak üzere komik hikâyeler anlatmakla görevlendirilmişti.
(Tootni-Nemeh'in Leydisi ya da Papağan Efsanesi, VALENTINE CAMERON PRINSEP)
Şapkalı adam Magritte'tir: ingiliz casus dizisi The Avengers'taki Steed'den, Mösyö Hulot'ya kadar herhangi bir burjuva ikonu da olabilir. Güvercin güzel formunun yanı sıra sembolizmi nedeniyle de resimlerde sık sık karşımıza çıkar. Kumrulardan daha zarif, papağandan daha az gürültülü olan bu kanatlanmış güvercin, her şeyi hafif, huzurlu ve alışılanın dışında bir hale bürüyor.
Man in a Bowler Hat [Melon Şapkalı Adam]
Buradaki kuşlar, 19. yüzyılın ikinci yarısındaki izlenimciler arasında rağbet gören oryantalizmin bir yansımasıdır. Kuşların kabataslak çizilmiş görüntüsü kadının elleri ve yüzü kadar çarpıcı bir etki yaratır. Kadının başından sarkan örtünün kıvrımları detaylandırılmış, daha fazla özen gösterilmiştir, bu da Degas'nın bu döneminde Ingres'ye duyduğu hayranlığı hatırlatır.(Kutsal Aynak ile Genç Kadın)