Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Anadolu Kitaplığı serisi 1

Kutuz Hoca'nın Hatıraları / Cumhuriyet Devrinde Bir Köy Hocası

Kolektif

Kutuz Hoca'nın Hatıraları / Cumhuriyet Devrinde Bir Köy Hocası Sözleri ve Alıntıları

Kutuz Hoca'nın Hatıraları / Cumhuriyet Devrinde Bir Köy Hocası sözleri ve alıntılarını, Kutuz Hoca'nın Hatıraları / Cumhuriyet Devrinde Bir Köy Hocası kitap alıntılarını, Kutuz Hoca'nın Hatıraları / Cumhuriyet Devrinde Bir Köy Hocası en etkileyici cümleleri ve paragragları 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Dursunali ağabeyimin herhalde ilkokulda iken ezberlediği bir mısrayı hatırlıyorum: "Yükselen mazlumun âhı arıyordu Allah'ı"
"Duanın iki kanadı vardır: Helâl yemek, doğru söylemek."
Birgivi-İzharKitabı okudu
Reklam
İyi ki Hatıratlar var
Rize'de olduğum sene Türkçe ezan kararı çıktı. Ben de sözlerini ve makamını ezberledim. Çocuk olduğum için Türkçe ezan ve makamı benim için biraz da eğlence idi. Yaşlı hocaların bu işten çok rahatsız olduklarını, bir kısmının Türkçe ezan okunurken yere baktıklarını, haya ettiklerini, ağladıklarını sonraları fark edecek ve anlayacaktım. Köye döndüğüm zaman ezanların okunmadığını farkettim. Meğer kimse Türkçe ezan okumayı bilmiyor, öğrenmek de istemiyor! Büyük Cami'nin imamı olan Oflu Serdar Hoca yalnız sabah ezanını Arapça olarak minareden okuyor, diğer ezanları adeta sükutla geçiştiriyordu. Bu tavrı dedikodulara ve şikâyetlere sebebiyet verdiği için Türkçe ezan okumayı bilen biri olarak iş bana düştü. Sonra Pamuka Mustafa (Akyıldız) da öğrendi. Kaderin bir cilvesi olarak ezan aslî haline döndüğü zaman da ben Büyük Cami'de imamdım. Yeni karardan haberim olmadığı için ezanı Türkçe okumaya başladım. Caminin önünde oturan cemaattan haberi duyanlar vardı; bana bağırmaya başladılar. İlk anda ne olduğunu, ne dediklerini anlamadım, anlayınca da şaka zannettim. Ciddi olduğuna kanaat getirince Arapça okumaya başladım. Minarede idim; bir de ne göreyim, ezanın aslıyla okunduğunu duyan kadın erkek herkes camiye doğru koşarak gelmeye başladı, uzak evlerde ise insanlar avluya, balkonlara çıktılar. Bir bayram havası, bir ba'sü bade'lmevt yaşandı o gün. O zaman yasağın ne kadar rahatsızlık verdiğini ve halk tarafından kabul görmediğini farkettim. Halkın Demokratlara temayül göstermesini sağlayan unsurlardan biri de budur.
Hoca yanında torunlarından bir, bazen iki tanesini de bulundururdu. Zeki fakat yaramaz çocuklardı. Onlara hem kızar hem de " Çocukların ruhları büyük ama cesetleri küçük. Onun için ruh cesetleri hoplatıyor, yerlerinde duramıyorlar" derdi.
Sayfa 55 - Dergâh Yayınları, Ahmet Kumkum Hoca
Yangın İçinde Düğün
Düğün günü geldi çattı, benim ne doğrudürüst giyecek elbisem ne de cebimde para var. Ayrıca komşunun evinde evleniyoruz. Zevcemi de henüz hiç görmüş değilim.
Sayfa 125 - dergâh yayınları
Hüznüyle olma mahzûn şâdına olma gurûr Bu dünya zıll-i hayaldir ne gam bâkî ne sürûr
Reklam
Hüznüyle olma mahzun şâdına olma gurur Bu dünya zıll-i hayaldir ne gam bâki ne sürûr
Sayfa 204 - Dergâh Yayınları
Rize'de olduğum sene Türkçe ezan kararı çıktı. Ben de sözlerini ve makamını ezberledim. Çocuk olduğum için Türkçe ezan ve makamı benim için biraz da eğlence idi. Yaşlı hocaların bu işten çok rahatsız olduklarını, bir kısmının Türkçe ezan okunurken yere baktıklarını, haya ettiklerini, ağladıklarını sonraları fark edecek ve anlayacaktım. Köye döndüğüm zaman ezanların okunmadığını farkettim. Meğer kimse Tükçe ezan okumayı bilmiyor, öğrenmek de istemiyor! Büyük Cami'nin imamı olan Oflu Serdar Hoca yalnız sabah ezanını Arapça olarak minareden okuyor, diğer ezanları adeta sükutla geçiştiriyordu.
Sayfa 95 - Dergâh Yayınları
Rize'ye Ramazanlığa gideceğim sıra akşamdan hazırlanmış, yeni elbiselerimi giymiş ve yatmıştım. Sabah erkenden kalkacak ve yola revan olacağım. Yeğenim Kâmil de yanımda yattı uyudu. Gecenin bir saatinde uyandım ki üstüm başım ıpıslak. Anladım ki Kâmil altına kaçırmış. Yedek elbisem yok ki kirlileri çıkartıp onları giyeyim. Ne yapacağım şimdi? Anneme seslendim, rahmetli kalktı, "eyvah, akıl edemedik, onunla yolculuk gecesi yatılır mı?" dedikten sonra hiç vakit kaybetmeden ateşi yaktı, su ısıttı, giydiğim elbiseleri yıkadı, ateşin karşısında tek tek kuruttu. Ben de yıkandım, kuruyan sıcak elbiseleri giydim ve vaktinde yola çıktım.
Sayfa 98 - Dergâh Yayınları
nerde o eski köyler :D
Köylerde askerliğini yapmış bir delikanlı için ilk düşünülecek şey, onu baş-göz etmek, evlendirmektir.
57 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.