"İnsan dünyada olmasaydı, ne Kiyoto ne de başka şehirler olmazdı. Sadece koca ormanlar ve yaban çiçekleriyle dolu kırlar olacaktı. Buralarda yaban domuzlarıyla geyikler yaşamayacak mıydı? İnsan niye gelmiş dünyaya sanki? Korkunç, korkunç bir yaratık insan ."
Çieko gelinlik çağa gelince bazı kez şöyle düşünmüştü: menekşeler birbirlerine kavuşabilecekler mi acaba? Acaba tanışıyorlar mı birbirleriyle? «Birbirine kavuşmanın» ve «birbiriyle tanışmanın» menekşeler için ne anlamı olabilirdi
"Karanlık daracık kutunun içinde doğuyorlar, şarkılarını söylüyorlar, yumurtluyorlar ve ölüyorlardı. Böylece soylarını sürdürüyorlardı. Bir neslin bile açık kafeste kısa ömürlü de olsa yaşaması ne kadar iyi olacaktı. Ama bütün bir hayatı kutu içinde geçirmek! Bütün evrenlerinin bir kutu oluşu! (...) kutunun içinde besbelli sıkılmıyorlar, her canlı gibi ölümlü dünyadan korkuyorlardı; belki de bir kutunun içine kapatılmış olduklarından hiç haberleri yoktu. Ama yaşıyorlar ve yaşamalarını sürdürüyorlardı."
"Belki de biz insanlar hepimiz terkedilmiş çocuklarız. Doğmuş olmanın anlamı, Tanrı tarafından dünyaya fırlatılıp atılmak değil midir?" " Yine de Tanrının sevgili çocuğu denir insanlara. Tanrı kurtarmak için insanı ortaya bırakmıştır."