"Bir ailenin saadet-i hayatiyesi (hayat saadetleri) koca ve karı mabeynindeki (arasında) bir emniyet-i mütekabile (bir birlerine güven) ve samimi bir hürmet ve muhabbetle devam eder."
Bediüzzaman Said Nursi'nin
Lem'alar kitabı Yirmi Dördüncü Lem'da. da ifade ettiği bu güzel tespitten şöyle bir yorum çıkarılabilir:
Hak hukuk
Kalbime dedim:
"Acaba ben bütün bütün aldanmış mıyım? Görüyorum ki, hakikat noktasında acınacak halimize,
pek çok insanlar gıptayla bakıyorlar. Bütün bu insanlar divane mi olmuşlar? Yoksa şimdi ben divane mi oluyorum ki, bu dünyaperest insanları divane görüyorum?"
Evet, hastalık bu manayı bize ihtar edip der ki:
"Senin vücudun taştan, demirden değildir. Belki daima ayrılmaya müsait muhtelif maddelerden terkip edilmiştir. Gururu bırak, aczini anla, mâlikini tanı, vazifeni bil, dünyaya ne için geldiğini öğren!"
Bayramlarda gaflet istila edip, gayr-ı meşru daireye sapmamak için, rivayetlerde zikrullaha ve şükre çok azîm tergibat vardır. Tâ ki; bayramlarda o sevinç ve sürur nimetlerini şükre çevirip, o nimeti idame ve ziyadeleştirsin. Çünki şükür, nimeti ziyadeleştirir, gafleti kaçırır.
Said Nursî
Risale-i Nur Külliyatı > Lem'alar