"bu cesaret değil, cherie," derken, Martin'in zeytin gözleri hüzünlü, omuzları düşüktü. "Sadece gençlik. Sen ve ben, bizim sevgimiz başka bir zamana, başka bir yere ait."
"Benim istediğim cennet değil, benim istediğim sadece se-"
"Hayır!" Martin parmaklarını genç kızın dudaklarına bastırıp onu susturdu.
"Bunu söyleyemezsin. Kalbim güçlüdür ama sözlerinle savaşacak kadar değil."
P.C. CAST GECE EVİ SERİSİ
#kitapgöçü #okudumdabittibile
#P.C.Cast #Geceeviserisi
Toplam 17 kitaptan oluşan (aslında 18 ama sonuncusunun pdf sini bulamadım) seriyi bitirdim. Aradan da zaman ve başka kitaplar geçti.
Öncelikle fantastik roman severlerin hiç düşünmeden başlayabileceği ve soluksuz okuyabileceği bir seri. Ben çok beğendim. Son 4
Hava kısa kolluyla gezilecek kadar sıcak. İnsanın tatlı Nisan güneşinde kedi gibi mayışası geliyor. Adana sokakları MİİİİİSSSSS gibi portakal çiçeği kokuyor. Neredeyse çiçek kokusundan sarhoş geziyorum. İşe gitmek böyle günlerde de pek zor. Pandemi olmasaydı Portakal Çiçeği Festivali ne ihtişamlı olurdu ama. Özledik. İnşallah gelecek yıla artık.
Gece evi serisinin Novella yan serisinde ikinci kitapta, Lenobia' nın hayat hikayesini öğreniyoruz. Lenobia bir baronun evlilik dışı kızıdır. Babasının annesiyle kızı için uygun gördüğü hayat şatosunda hizmetçiliktir.
Ta ki Lenobia büyüyüp göze çarpmaya başlayana kadar. Kızının kaderinin kendi kaderine benzememesi için annesi çılgınca bir plan yapar, baronun öz kızı ölünce neredeyse ona tıpatıp benzeyen Lenobia' ı onun yerine geçirerek evlendirilmek üzere yeni dünyaya gönderir.
İkinci kitapta yine trajik bir hikaye.
Gece Evi serisinin ikinci novellasında, Zoey’nin öğretmeni, atların kraliçesi ve Karanlık'a karşı en yakın müttefiklerinden biri olan Lenobia’nın sürükleyici hikâyesi anlatılıyor.
Bir baronun gayrimeşru kızı olan Lenobia, 1788 yılında Fransa’da zorlu bir yaşam sürmektedir. Ancak annesi, kızının çektiklerine dayanamayıp onu, Baron’un ölen kızı gibi tanıtarak bir soyluyla evlenebilmesi için Yeni Dünya’ya yollar. Lenobia parlak bir geleceğe doğru yol aldığını sanmaktadır fakat peşindeki karanlıktan habersizdir. Kendini şeytana ve Karanlık'a vermiş bir peder Lenobia'nın ve sakladığını sırrın peşindedir. Peki aşkın gücü onu bu karanlıktan koruyabilecek midir?
İki hayatın arasına sıkışan ve korkunç bir kötülükle karşı karşıya kalan bir kız, kalbinin peşinden nereye kadar gidebilir?
Yine resimleriyle muhteşem bir novella olan bu kitaba bayıldım. Lenobia ve Martin'in aşkı özellikle Amerikada iğrenç ırkçılığın zirve yaptığı bu günlerde, beni çok etkiledi.
O bana ait ve bende onunum.
Sadakat ve gerçekle,
Ve bu kan da benin kanıtım.
Ona ne yaparsan boşa yapmış olursun,
Yaptığın her şey on kat acıyla seni bulsun!
Cesursun, Lenobia. Güçlüsün ve iyisin. Yetişkin bir kadın olduğunda, dünyadaki karanlığa karşı duracaksın. Fırtına bulutlu gözlerine bakınca bunu anlıyorum. Ama ma belle, kalbini ve ruhunu kaybetmeden kazanabileceğin savaşları seç.
"Benim istediğim cennet değil Martin, benim istediğim sadece s.."
"Hayır! Martin parmaklarını genç kadının dudaklarına bastırıp onu susturdu. "Bunu söyleyemezsin. Kalbim güçlüdür ama sözlerinle savaşacak kadar değil"
Gri gözlerinde bir fırtına görüyorum, cherie. O fırtınayı oluruna bırak. Sen güçlüsün ama dünyanın düşünme şeklini, dünyanın inanma biçimini değiştirecek kadar değil.