Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.37.30
Locke Lamora'nın Yalanları Yorumları ve İncelemeleri
Locke Lamora'nın Yalanları yorumları ve incelemelerini, Locke Lamora'nın Yalanları kitabı hakkındaki okur görüşlerini , Locke Lamora'nın Yalanları puanlarını 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
580 syf.
9/10 puan verdi
Locke Lamora'nın Yalanları tamamıyla adı ile dikkatimi çeken bir kitap olmuştu. Aynı şekilde serinin adı (Centilmen Piçler) ve konusu da bir o kadar hoşuma gitmişti. Seriyi tamamlar tamamlamaz ilk kitaba başladım ve beklentilerimi oldukça karşıladı. Locke'ın karakterini okur okumaz gözümde direk Kargalar Meclisinden Kaz Brekker canlandı ki Kaz'ın
Centilmen Piç serisinin birinci kitabı olan Locke Lamora’nın Yalanları beklentimi karşılamayan, klişe olarak nitelendirebileceğim olay örgüsüne sahip.
Giriş bölümü etkileyici başlamış olsada devamında olay akışını tahmin edebileceğiniz, doğaüstü olayların türüne göre haddinden az olması ve konunun seyrinin donuk bir şekilde ilerlemesi beğenmediğim yönlerinden…
Yiğidi öldür hakkını yeme demiş atalarımız. :)
Kitapta beğendim diyebileceğim kısım ise ana karakterin çocukluğunu görebiliyor olmamız, kitap akışında ilerlerken yazarın bir anda geçmişe yolculuk yapmamızı ve karakterimizi daha iyi tanımamızı sağlıyor olması güzeldi.
Ana karakterin zekası ve kişiliğini ortaya koyan betimlemelerin de hakkını vermek gerek hızlı düşünebilme yeteneğiyle etkileyici yanları bulunmakta.
Dil ve anlatım tarzı olarak sıkmayan, tekrarlara yer vermeyen akıcı bir nitelikteydi.
Zaman zaman güldüren bir tarafının olduğu da aşikar.
Velhasılıkelam,
Güzel yanlarına gölge düşüren konusuyla son 200 sayfası benim için işkence bölümüydü diyebilirim, yarım bırakmamak adına bitirdiğim bir kitaptı.
Locke Lamora'nın dalaverelerinden paçayı kurtaran tek kişi Locke'tur.
Bir Patrick Rothfuss önerisinin kaliteli olacağını biliyordum. "Rothfuss önsöz yazmış" cümlesini incelemelerde görünce koşup serinin hepsini aldım.
Kitapta yepyeni bir düzen, yepyeni bir dünya var. Doğal olarak bu dünyayı ve enteresan düzeyde gerçeklikle kurulmuş düzeni okura resmetmek oldukça donuk bölümler oluşturmuş. Fakat bir kere o resmi çizince kitabı elinden bırakabilmek ciddi bir mücadeleye dönüşüyor.
Kral katili serisini seven okurlar varsa bunu kaçırmamalı. O kadar etkileyici bir dünya oluşturmuş ki yazar, rüyalarımda Camor sokaklarında dolaşırken buldum kendimi.
Ve başka bir önemli nokta diyaloglardaki samimiyetti. Yazar, bir hırsız çetesi nasıl konuşursa öyle konuşmuş, mutluyken nasıl kahkaha atıyorsa karakterlere de öyle kahkaha attırmış. Sanki yanıbaşınızda nefes alan karakterler olmuş hepsi de. Onlardan ayrılmak çok zordu.
"Locke Lamora'nın yalanları en sevdiğim on kitap arasında bulunuyor. Belki de ilk beştedir. Kitabı okumadıysanız, okumalısınız. Okuduysanız, muhtemelen yeniden okumalısınız..."
Patrick Rothfuss
Keyifli okumalar dilerim.
Lafı uzatmayacağım. Kitap özellikle de sonlara doğru çok iyiydi. Okurken Locke’nin zekasına sonsuz güven duymanıza rağmen, yan karakterler için endişelenmekten kendinizi alamıyorsunuz. Her an her şey ters gidebilir! Ben şahsen upuzun betimlemeleri ve çok fazla sayıdaki yeni terimleri vs yorucu buldum. Yazar kurduğu bu yeni dünyayı tamamen kendi kafasındaki şekilde görebilmemiz için ayrıntılı ve uzun betimlemelere yer vermiş fakat ben yaratılan yeni dünyalarda bir kısım hayal gücünün, okuyucunun kendisine bahşedilmesini seviyorum. Kurgu çok iyiydi. Locke’nin kaygısız, özgüvenli ve esprili karakterine bayıldım. 2. kitaba başlamak için sabırsızlanıyorum. (Dipnot: benim için hala Patrick Rothfuss çok daha yukarıdadır.)
Kitabı görür görmez kapağına ve özellikle ismine vuruldum. Beğeneceğime çok emindim. Ama belki beklentim fazla olduğundan sayfalar geçtikçe -üzülerek söylüyorum ki- sıkılmaya başladım. Niye bir şey olmuyor niye bir türlü içine çekilemiyorum dedim kaç defa. Merak uyandırmıyordu, gizem yoktu, karakterler ilgi çekici değildi ve en önemlisi -sanırım benim için- yavaş ilerliyordu. Son yüz sayfa da heyecan artmış olsa da devam kitabını okumayı düşünmüyorum.
Centilmen Piç serisi daha ilk kitabında, Zaman Çarkı ve Kralkatili Güncesi serilerinin yanındaki yerini aldı. Scott Lynch muhteşem bir yazar ve unutulmayacak bir karakter yaratmış. Locke Lamore, size bir hırsızı sevdirecek kadar yaratıcı bir karakter. Gerek kurgusu gerek tasvirleri gerekse hikayesiyle Locke Lamora'nın Yalanları on numara.
Selamlar
Yıllardır merakla incelediğim kitaptır Locke Lamora'nın Yalanları. Tam hatırlamıyorum ama dört senedir falan her alışverişimde alacağım diyorum ama sürekli erteleyerek bu zamanlara kadar geldim. Yakın zamanda alınca hiç bekletmeden okuyayım dedim ama benim için zor bir okuma oldu.
Centilmen Piç serisinin ilk kitabı olan Locke Lamora'nın Yalanları girişte beni biraz yordu. Olaya adapte olmam için 100 sayfa okumam gerekti ama devamı su gibi akıp gitti. Çok eğlenceli bir anlatımla karşımıza muhteşem bir eser çıkarmış yazarımız. Öncelikle kitabın konusundan kısaca bahsetmek istiyorum. Camorr şehrinde son zamanlarda nam salmış bir Bela'mız var evet tahmin ettiğiniz gibi bu kişi Locke Lamora. Annesi ve babası olmayan bu çocuk hırsızlar çetesine katılır ama kimse onunla başa çıkamaz çünkü çocuk çok fazla çalıyordur. Daha sonra Peder Zincir'in yanına verilir ve orada birkaç arkadaşı ile birlikte eğitim almaya başlar. Bu çocuk büyüdüğünde Camorr'un Bela'sı olacaktır. Zenginden alıp fakire vermeyen bu çete kendilerini büyük bir iç savaşın ortasında bulurlar.
Kitabın fantastik öğeleri azami düzeyde de olsa ben severek okudum diyebilirim. Yazar karakterlerle mükemmel bir bağ kurmanızı sağlıyor anlatımı sayesinde onların sevinçlerini, aralarındaki esprileri, üzüntülerini hepsini paylaşıyorsunuz ki bir bölümde gerçekten ağlamamak için kendimi zor tutmuş olabilirim.
Fantastik severlerin biraz seçici davranacağı benim gibi yeni yeni okumaya başlayanların çok seveceği bu eser tavsiyemdir
Kitabı alırken konusu hakkında bazı tereddütlerim vardı. Ta ki ön kapakta Patrick Rothfuss'un yorumunu görene kadar. Ve bu güzel yorum bir önsözle taçlandırılmıştı. Patrick'in 3.kitabı çıkana kadar ufak tefek yazılarıyla yetineceğim artık :/
Kitaba gelirsek... Böyle bir şeyi kesinlikle beklemiyordum. Tek kelimeyle MÜKEMMELDİ. Kitapta sevmediğim tek bir karakter bile olmadı. Gri Kral haricinde tabi. Yazarın diline ve konuyu işleyişine hayran kaldım. Böylesine basit bir hırsız çetesini soktuğu durumlar ve o çetenin tam kıl payıyla durumdan sıyrılması, tam şimdi ne olacak derken gelen ters köşeler... daha ne diyeyim. Nefes nefese okudum.
Bence bu kitabı okumalısınız. Sayfa sayısı sizi zorlamasın çünkü kitap su gibi gidiyor. (benim gibi fantastik sevenler sayıyı az bile bulabilir.)
Patrick'in de dediği gibi ''Kitabı okumadıysanız, okumalısınız. Okuduysanız, muhtemelen yeniden okumalısınız…"
Kitabı bitireli 1 saat olmadı ve ben şuanda 2 ve 3. kitaplarını sipariş ediyorum. Tereddüt etmeyin alın ve okuyun çok akıllıca yazılmış müthiş bir eser.
Locke Lamora'nın Yalanları, Camorr isimli bir şehir devletinin Hırsızbaşı'nı bile dehşete düşüren yetimi ile başlıyor. 5 yaşındaki bu ufaklık inanılmaz bir çalma kabiliyetine ve arzusuna sahip. Fazla yetenekli olduğu hırsızlığı defalarca alttan alması istendiği halde bir gösteriye, eğlenceye çeviren bu yetim sonunda sınırı çok fazla aşınca Hırsızbaşı tarafından Camorr'un bir başta çetesi, serinin ismini aldığı Centilmen Piçler'e satılıyor. Bu çetede hırsızlığı tam da istediği gibi bir gösteriye çevirme imkanı Locke'un eline veriliyor.
"Ne kadar aptal, pervasız, salak ve saçma bir davranıştı o öyle! Hayranlığımı ifade edecek kelime bulamıyorum."
Kitabın ismi cuk diye oturuyor. Özellikle ilk yarısındaki yalan içindeki yalanları görünce sırıtmadan edemedim.
Ama kitapta bazı olayların veya anlatılan şeylerin sıralaması değiştirilse daha bir bütünlük sağlanırdı. Kitabın başında kafa patlatıp dünyayı çözüyorsunuz, kitabın sonlarına doğru da o çözdükleriniz size yeni anlatılıyor. Haliyle okurken ohooo oldum. Bir de şu genelde erkek yazarların yaptığı etkileyici olmak için pat diye sevilen karakterleri öldürme durumu benim için asla ölmeyen karakterlerden daha bunaltıcı.
Yazar her kitapta ağzıma bir kaşık bal sürüp kaçacakmış gibi hissediyorum.