Dünyada senlen yaşaması zor
Ellerini tutuyorum ellerim yok
Ayaklarını okşuyorum
Ayaklanın kayboluyor
Dudaklarım dudakların
Gökyüzüne bakıyorum dudakların
Bulutlar
Bu işte
Bu işte Kerem ile Aslının hikayesi
Bu hikayenin aslı sana dokundukça
Tutuşuyorum
Sana dokundukça tutuşuyorum.
Benim bütün yaptıklarım yanan bir kor
Seni içimden seviyorum
Aynada bakmıyorum sana
Sen bensin
Gel yürüyelim kekliklerle
Aşkım benim şiirim
Melih Cevdet'e
Yirminci yüzyılı yaşadık
Ama umut ama umutsuzluk
Bu yaşayan ve yaşanan zaman birimi
Yanda kesilecek sandık ilk kez tarihte
Ceolocik bir çağ sanki
Her yanı dağıtan bir çocuk
Harpleriyle Hitleriyle Mitleriyle
Hala da bilmiyoruz ne yapacağını
Büyüyünce
Bir çömlekçi çarkıdır yaşam
İnsan, çocuk kalmış insanı
Dönerek dönerek dökerek
- Ki bir avuç ıslak çamur-
Tarihin kırışmış elleriyle yoğuruyor
Pişirmek için sonra güneşin fırınında
Karşıdaki Dede Pansiyonun dedesi
Aşırı sağır az da bunak
Kol saatini bahçede düşürmüş, bulamıyor
Kimbilir ne güzel bir saat çiçeği açacak
yerine
Datça toprağı o kadar bereketli ki
Eskiden ana-baba
Mektebe yollarken çocuğunu
Eti senin kemiği benim diyerek
Emanet ederdi hocaya
Şimdi öğretmenleri emanet ediyor T.C.
Eti senin kemiği benim diye
Dankentli öğrencilere..