"Sende aşağı bir şey ölmekle mutlaka ondan daha yüksek bir şey peyda olur. Mesela çocukluk ölür, onun yerine gençlik, cehalet ölür, ilim peyda olur. Tane yerde mahvolur, ağaç peyda olur. Yaşamak ölmekte, varlık yokluktadır."
"Bunun gibi bir kovaya yahut bir testiye deniz suyundan bir parça su alınıp konulsa, bu su, bigâneler ve yabancı unsurlar arasında denizden ayrı olarak bulunduğu için zaman zaman eksilir. Rengi, kokusu ve tadı kaybolur."
İnsan girift bir yaratık, içice girmiş bir bütündür; en son iç, kökleri yerde bulunan, toprak ve suyla yaşıyan bir ağacın kökü gibidir. Bu kök gizlidir. Ağacın geri kalan kısımlarında meyve, yaprak, gölge ve öz gibi birtakım haller mevcuttur. Eğer bu ağacın âlemini düşüncenle dolaşırsan, ağacın bası ve sonunda kökü olduğunu ve ağacın bu kök vasıtasıyla ayakta durabildiğini görürsün. Bu kök de Allah sayesinde diri ve tamamen Allah’a bağlıdır. İşte bu ağacın kökü olan sonuna eriştiğin gibi, eğer kendi köküne ve sonuna da erişirsen Allah’a erişmiş olursun.
Çünkü, insanın da ağacınki gibi bir kökü ve bir özü vardır ve bunlar onun sonudur. Son varılacak hedef, Allah’ın huzurudur. (Sûre: 53, Âyet: 43.)
Hakikatte sûretler, mânâdan haber verirler...Akıllı bir insan, her şeyin sûretinden hayalinden o şeyin hakikatini arar...Bu âleme gönül bağlayanlar, hiçbir şeye eremezler. O âlemi ananlar ise, ebedîdirler.