Mağcan Cumabayoğlu'nun Şiirleri

Mağcan Cumabay

Sözler ve Alıntılar

Tümünü Gör
Hayvanlar gibi yiyip içip boş gezerse insanoğlu yeryüzüne niçin gelmiştir? Aziz halkım! Sanat peşine düşmeyip geri kaldık; gücümüz azalıp birçok insandan kibir gördük. Ölüm terin alnından "şıp şıp" diye çıkıp kendini bilmez hâlde can vermeye yaklaşıyorsun.
"Sen inleyip ateşte yan, kavrul, istediğin kadar ağla;onlar kördür, senin yanan canını göremezler."
Reklam
Kaşlarını çatıp pencereye bakıp duran, fiyakalı fiyakalı yürüyen nöbetçiyi görüyor musun? Yarım akıllı, "Hayali, tarihin başlangıcında yakalayıp hapsettim!" diye yürüyor! Yarım akıllı! Hayal nerede? Hayal gezecek, cihanda ak kanadıyla her zaman yüzecek, yeryüzündeki yâri olan "can"ı teselli etmek için durmadan gök sesinden şarkılar sıralayacak.
Kendisi ile birlikte doğan çok olsa da o, yapayalnız doğmuştur. O, tek başına ağlayıp yüzünü gözyaşı ile yıkamıştır. O, kendi göğünde yıldız da, ay da güneş de görmeden tek başına inleyip tek başına serap kovalamıştır. Bir çiçek görse gerçekten hislenip seven, odur. Çiçek dediği zehir olup yanıp kavrulan, odur. Ruhuna uygun, ahlakına uygun yakın dost bulmadan genç yüreği külden kefen giyen, odur.
Uzaktaki Kardeşime
Durup dinlenmeden hürriyete atılan Türk insanı, gerçekten kuvvetten düşüp hastalandı mı? Yüreğindeki ateş sönüp damarında kaynayan ata kanı kurudu mu? Kardeşim! Sen o tarafta, ben bu tarafta kaygıdan kan yutuyoruz. Kul olup yaşamak bizim adımıza layık mı? Gel, Altay'a, ata mirasımız altın tahta gidelim!
Reklam
100 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.