Başını kaldırıp bakmak yeter; bulutlara selam duran minareler, kuşlara yuva çanlar, sokaklar, insanlar; milyon milyon insanlar, renkler, Çingeneler, Rumlar, papazlar...
Ya da gerek mi var, Sait gibi bir dünyan varsa; kurulursun soyle kenara, sergüzeşt tombalasından hayır yoksa açarsın hülya çıkınını.
Göz olmalı, görmeye, gönül anlamaya, dil anlatmaya.
Sait kadar kocaman bir yürek, herkese yer olan; hayırsız, mahallesinin kaçkını evlatlar hariç. Kimse çiğnememeli o eşiği.