Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Mai ve Siyah Gönderileri

Mai ve Siyah kitaplarını, Mai ve Siyah sözleri ve alıntılarını, Mai ve Siyah yazarlarını, Mai ve Siyah yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
"Bilir misiniz azizim, ağlamamak için gülüyorum..."
Reklam
"Herkes söylüyor, hiç kimse dinlemiyordu."
İnsanlar ne kadar büyürlerse büyüsünler ne kadar ihtiyar olurlarsa olsunlar, yine bazı dakikalar vardır ki annelerine sokularak çocuk olmak isterler.
Reklam
...acaba acıkmadan yiyenler gibi çalışmadan yaşayanlar da var mıdır?
İnsan, keder ve sevinç zamanlarında kalbinin tahammülünden fazlasını diğer hassas bir kalb ile taksim etmek ister.
Fakat heyhât¹! Musibet² insanları en ziyade ümîde³ sarıldıkları hengâmlarda⁴ zedelemekten haz alır⁵.
1 Ne yazık. 2 Belâ; dert. 3 Çok umuda. 4 Zamanlarda. 5 Hafifçe yaralamaktan; zarar vermekten zevk alır.Kitabı okudu
Reklam
Bak şu semâya, ne görüyorsun, mâiliklerden mürekkeb bir derya... Gözlerinle onun içine girmeye çalış; o mâilikleri yırtmak için uğraş, ne görüyorsun? Mâî... daimâ mâî... değil mi? Sonra, bak ayağımızın altındaki toprağa, ne buluyorsun? Donmuş, simsiyah bir renk... Of O siyah tabakaları parçalayarak içeriye bak; in, in, in, ne kadar inebilmek mümkünse o kadar in; ne buluyorsun? O siyâhlar içinde ne buluyorsun? Siyah... dâimâ siyah değil mi? İşte öyle bir şey yazmak istiyorum ki yukarı bakılsa mâî ve dâimâ mâî; aşağı bakılsa siyah, daima siyah... Bir şey ki mãi ve siyah olsun
Bir şey yazmak, o duyguların içinden bir şey çıkarmak istiyorum amma bir kere ne yazmak istediğimi tâyin edebilsem. Şurada -beynini gösteriyordu- bir şey var, bir şey duyuyorum amma rüyalarda tutulmayan şekiller gibi parmaklarımın arasından kaçıyor.
Hatırâlar hava ve zaman tesiriyle yıpranmış delik deşik olmuş bir sâhife şeklinde kalır.
Bilseniz, şiirin nasıl bir lisana muhtâc olduğunu bilseniz! Öyle bir lisan ki.. Ne teşbih edeyim⁹, bilmem? Mütekellim¹⁰ bir rûh kadar belîğ¹¹ olsun, bütün kederlerimize, neşvelerimize¹², düşüncelerimize, o kalbin bin türlü inceliklerine, fikrin bin çeşit derinliklerine, heyecanlara, tehevvürlere tercemân olsun¹³; bir lisan ki bizimle berâber gurûbun mahzûn¹⁴ renklerine dalsın düşünsün, bir lisan ki rûhumuzla berâber bir mâtemin ye'siyle¹⁵ ağlasın. Bir lisan ki âsâbımızla¹⁶ heyecanına refâkat¹⁷ ederek çırpınsın... Hani ya bir kemanın telinde zabt olunamaz¹⁸, anlaşılamaz, bir kāide¹⁹ altına alınamaz nağmeler olur ki rûhu titretir... Hani ya fecrden evvel afaka¹ hafif bir renk imtizâcıyla² dağılmış sisler olur ki, üzerinde tersîm olunamaz³, tâyin edilemez akisler⁴ uçar; nazarlara bûseler⁵ serper... Hani ya bâzi gözler olur ki sonsuz karanlıklarla dolu bir ufka açılmış kadar ölçülemez, nerede biteceğine vukūf kābil olamaz⁶ derinlikleri vardır, hissiyâtı⁷ yutar... İşte bir lisan istiyoruz ki onda o nağmeler, o renkler, o derinlikler olsun. Fırtınalarla gürlesin, dalgalarla yuvarlansın, rüzgârlarla sarsılsın; sonra müteverrim⁸ bir kızın yatağı kenarına düşsün ağlasın, bir çocuğun beşiğine eğilsin, gülsün, bir gencin ümidle⁹ parlayan nazarına saklansın. Bir lisan... Oh! Saçma söylüyorum, zannedeceksiniz, bir lisan ki sanki tamamıyla bir insan olsun.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.