"Taşı delen suyun gücü değil, devamlılığıdır." sözünü, kitabı okurken kendimce değiştirmek istedim;
"İnsanı yıkan sapkının gücü değil, devamlılığıdır."
Peki neden böyle bir şeye ihtiyaç duydum?
Benzer konularda bir çok kitap okumuştum. Bu kitaplarda genellikle ağır travmatik vakalardan bahsediliyordu. Ancak bu kitapta, günlük hayatta maruz kaldığımız basit şaka, el hareketi ya da bakışların özünde nelerin yattığını keşfeder gibi oldum. İş yerinde, okulda, ailede, arkadaş çevresinde ya da duygusal ilişkimizde... Günlük hayatta her daim karşımıza çıkan olayların bizi ne hale getirebileceğini, kitabı okurken yaşıyor gibi oldum. Özellikle dış görünüşünü hali hazırda beğenmeyen kimselerin, çevrelerinden aldığı dönütlerin de bu eksende olduğunu düşündüğümüzde insanın içi acıyor.
Incestuel diye bir kavram var, bu kavram çocukların doğrudan enseste maruz kalmadığı ama o havayı hissettiği durumlar için kullanılıyor. Manevi tacizin kitapta anlatılan bölümü de buna çok yakın diyebilirim. Belki doğrudan bir tacize maruz kalmıyoruz ancak öyle anlar oluyor ki tacize maruz kalmanın çok daha ötesinde bir hisse kapılıyoruz. Işte kitap, tüm bu anları nasıl yorumlamamız gerektiğini, bu anların müsebbibi olan sapkınlarla nasıl bir iletişim içerisinde olmamız gerektiğini ve tüm bunlara maruz kalmaya başladığımız andan itibaren neler yapmamız gerektiğini yer yer örnek vakalar üzerinden yer yer alıntılardan yer yer ise kendi yorum ve sezilerinden yola çıkarak gösteren yazarın emeğine ve tecrübesine sağlık diyor ve ilgilisine tavsiye ediyorum.