Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

M.D

M.D
@mdurann
Psikolojiye ilgisi olanlar, psikoloji ile ilgili içerikleri sevenler için Instagramda psikolog sayfamı takip ederek içeriklere ulaşabilir hem de bana destek olabilirsiniz. instagram.com/adaypsikologmdu...
OMÜ- Sosyoloji/Psikoloji
Samsun
189 okur puanı
Eylül 2021 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
"Ey yaşam, hoş geldin! Milyonuncu kez gidiyorum karşılamaya deneyimin gerçekliğini, ve dövmeye ruhumun örsünde soyumun yaratılmamış vicdanını." James Joyce
Reklam
104 syf.
·
Puan vermedi
Kişinin sevgi veya şefkat beslediği, varlığı ve yakınlığı ile sıcak bir bağlılık hissi uyandıran birinden duygusal karşılık görmesi, insan varoluşunun en önemli dayanaklarından biridir

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Ölüm sır saklamaz. Bir kapı açmaz. O, insanın sonudur. Insandan artakalan şey ise onun diğer insanlara verdikleri ve onların anılarında kalandır.
Kalabalıklar Arasında Yalnızlık
Yalnızlık kavramı kalabalıkların içinde olan fakat onlar için hiçbir anlam ifade etmeyen, varlığı ile yokluğu arasında fark olmayan, kendisi ile öteki insanlar arasındaki nihai duygu köprüsünü koparıp atmış bir insan için de geçerli olabilir.
Reklam
Yalnızlık kavramı oldukça geniş bir yelpazeye sahiptir. Bu kavram, başkalarına yöneltilen sevgi talebi çok erken yaşlarda yaralandığı, tacize uğradığı için daha sonra başka insanlara sevgisini yöneltirken hep eskiden aldıkları o darbeleri hisseden, tekrar o acıları duyan insanları da kapsayabilir. Böylesine sarsılmış insanlar, duygularını diğer insanlardan gayriihtiyari geri çekerler. Bu da bir yalnızlaşma biçimidir
Modern zamanların insanın yalnız öldüğü tasavvuruna yaptığı özel vurgu, insanın hayatta yalnız olduğu hissinin güçlenmesiyle yakından ilişkilidir.
"Miras olarak fazla bir şey bırakmıyorum Bu yüzden iyi bir şarabım var; Başkalarıyla eğlenmek istiyorum Ta ki yalnız ölmek zorunda kalana kadar." -Martin Opitz-
Korku ve dehşet uyandıran şey, bizatihi ölümün kendisi değil, aksine ölüm tasavvurudur. Şimdi ve burada, acı çekmeden hemen ölseydim, bu, benim için korkunç bir şey olmazdı. Artık var olmazdım, o zaman korku da hissetmezdim. Korku ve endişeyi, yalnızca yaşayanların bilincindeki ölüm tasavvuru harekete geçirebilir. Ölüler için ne korku ne de sevinç vardır.
Çağdaş ölümsüzlük fantezilerimiz, gerçeklerden kaçmamız için varlar.
Açıkçası insanlar, diğer insanlarla aralarında karşılıklılık arz edebilen bağımlılık ağında, kendilerinin kuşaklararası zincirdeki sınırlı bir uzuv, meşaleyi daha ileriye doğru taşıyarak sonuçta başkalarına ulaştıran bir takım koşucusu olduklarını güçlükle ve nadiren görebiliyorlar.
Reklam
Günümüzde insanların birbirlerine olan derin bağımlılıklarını kendimize anlatmak çok daha zordur. Bir insanın yap- tığı her şeyin anlamının -ki başkaları için ifade ettiği anlam da burada yatar- sadece şu anda yaşayanlara değil aynı zamanda gelecektekilere yani insan toplumunun nesiller boyunca devam etmesine bağlı olması, kesinlikle insanların birbirlerine olan temel bağımlılıklarından biridir. Fakat günümüzde bu bağımlılığın anlaşılması, insan yaşamının, dolayısıyla kişinin kendi yaşamının sınırlı oluşuyla ve kaçınılmaz olarak kişiliğinin bozuluşu ile yüzleşmekten kaçınmaya çalışmamız nedeniyle bilhassa zorlaşmıştır. Bu yüzden insan, hayatını işini, sevinçlerini- düzenlerken bu bağımlılığı hesaba katmayı, özellikle de diğer insanlara karşı nasıl davrandığının hesabını vermeyi savsaklar hale gelmiştir.
Ölmekte Olanların Yalnızlığı
"Hiçbir zaman insanlar, günümüz gelişmiş toplumlarındaki gibi böyle sessiz ve hijyenik ölmediler ve yalnızlığı bu kadar teşvik eden toplumsal koşullarda yaşamadılar."
"Ölüme karşı çağdaş tutum, genel olarak onu yaşamın son safhasına bırakmaktır, o da şayet cenaze planlaması yapı- lacaksa."
Rüyalar insanın bütününü olmasa bile, gerçek özünü ele verir, ruhunun derinliklerinde gizli kalanlara ulaşmamızı sağlar.
Sende olmayanı vermek çok daha anlamlıdır!
Çocuklar, ebeveynlerinin kendilerini sevdiğine ancak aynı ebeveynler hep çok meşgulse, boş vakitleri pek yoksa, yine de zamanlarını kendi istekleriyle çocuklarına ayırıyorlarsa ikna olacaklardır Sende olan şeyi vermek kolaydır, bunu herkes yapabilir. Sende olmayanı vermek çok daha anlamlıdır.
Aşk kendinde eksik olanı vermektir.
"Aşkımızı ilan ederek, yani sevdiğimize yüksek sesle dile getirerek, eksiğimizi veririz. Kendimizde bir şeyin kayıp olduğunu, eksik bir varlık olduğumuzu, tüm varlığımızla bir şeyi istediğimizi beyan ederiz. Böyle olduğu halde partnerimize varlık ve tamlık hissi vermeyi başarırız. Aslında (partnerimize) sahip olmadığımız şeyi hediye ederiz. Daha doğrusu, bizde eksik olan şeyi bir başka şeye çevirir, o kişinin buna iyi bakmasını isteriz."
319 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.