Jane Eyre ve Elizabeth Bennet'tan sonra Fanny Price gibi bir karakterle klasiklerde karşılaşmak benim için büyük bir tecrübe oldu. Kadın baş karakterin, mücadeleci ve girişken olmasına alışmışım farkında dahi olmadan. Fanny'nin sessiz sedasız kendi içinde yürüttüğü ilkesel mücadeleyle tanıştığımda afallamadan edemedim. Sonrasında öyle bir bağladı ki kendine, 1800'lerde yaşayan küçük kardeşim gibi hissediyorum onu.
Jane Austen'in kitaplarının sonunu, hem de en güzel yerini -ki kitaplarının hepsi mutlu son olur muhakkak- acelesi varmışçasına derli toplu ve çabucak yazması hep içimde bir ukde bırakmıştır. Acılarına şahit olduğum, sevdiğim, anladığım karakterlerin sevinçlerini de aynı derecede ayrıntıyla okumayı istemişimdir hep. Ancak Çalıkuşu Feride'nin dediği gibi, "Mutlu günlerin yazılacak neyi olur ki?"
Kısacası Jane Austen okuyun. İflah olmaz bir romantik olmasına karşın büyük bir toplumcudur aynı zamanda. Sistemin ve toplumun kokuşmuş yönlerini hikaye akışında bir bir eleştirmekten asla geri durmayan güçlü bir kadındır.