Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Marksizm Nedir

Emile Burns

En Beğenilen Marksizm Nedir Gönderileri

En Beğenilen Marksizm Nedir kitaplarını, en beğenilen Marksizm Nedir sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Marksizm Nedir yazarlarını, en beğenilen Marksizm Nedir yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
İşçinin sömürülmesi, soyut bir burjuva kavramı değil, kapitalizmin ve kapitalistlerin varlıklarını borçlu oldukları somut bir gerçektir. Sömürme olmasaydı, kâr olmazdı; kâr olmasaydı, kapitalizm ve kapitalistler olamazdı...
çünkü bu düşüncelerin kabul edilmemesi, onları yerlerinden edebilir
Kapitalistler zenginliklerinin, kendi zekâlarının, tutumlu çabalarının sonucu olduğu, işçilerin tembellikleri, sorumsuzlukları ya da aptallıkları yüzünden fakir kaldıkları düşüncesini savunurlar.
Reklam
Halkın bir kısmı açlığın pençesinde kıvranırken sırf fiyatını arttırmak için gıda maddelerinin önemli bir kısmının yakılmasını, yok edilmesini salık veren bir düzenin, yani kapitalizmin kötü bir düzen olduğunu ileri sürmek kapitalistlerce en tehlikeli düşünceler arasında sayılacaktı.
"Devlet, egemen sınıfın kendi isteklerini halk kitlelerine kabul ettirmek amacıyla kullandığı bir baskı aracından başka bir şey değildir."
adalet gereği
"Herkesten yeteneklerine göre, herkese emeğine göre."
Sayfa 84 - Benzer bir yöntem, Platon'un devlet anlayışında da vardır.Kitabı okudu
Kapitalist sınıfın şehirlerde ve köylerde gelişimi, eski egemen feodal sınıfların egemenliğinin sona ermesi demek değildi. Aksine, krallar, toprak sahibi asiller ve din adamları, gelişmekte olan kapitalizmi kendi çıkarları için kullanabilmek amacıyla her yola başvurdular. Bağımsızlıklarını satın almış ya da derebeylerine haraç vermemek için kasabalara kaçmış bulunan eski serfler, bir süre sonra bağımsızlıklarının ne derece sınırlı olduğunu günlük yaşantı içinde öğrendiler. Çünkü, krallarla derebeyleri, hatta kilise, bu eski serfleri bin bir türlü keyfi vergi ödemeye zorluyorlardı. Sanayi ile ticaretin doğal gelişimi, egemen feodal sınıflar tarafından konulan kurallarla kasıtlı olarak sınırlanıyordu.
Reklam
Çünkü tarihin bir bilim olabilmesi, kişileri değil, ancak halkları, insan topluluklarını esas almasıyla mümkündür.
Kâr hırsının temel ilke olduğu bir üretim düzeninde anarşiden başka bir şey yoktur.
... devlet, egemen sınıfın kendi isteklerini halk kitlelerine kabul ettirmek amacıyla kullandığı bir baskı aracından başka bir şey değildir.
Dayanışma kavramı emekçilerin için­de yaşadıkları, üretimde bulundukları maddi koşulların bir sonucudur. Emekçiler, bu koşullar içerisinde hayat­larını aynı şekilde kazandıklarının, birbirlerinin deste­ğine muhtaç olduklarının bilincine varırlar. Her şeyi ele geçirmeye çalışan, toplumsal yolda kolektif bir sorumlu­luk duygusundan yoksun olan, olayları daima bireysel ve bencil açıdan değerlendiren kişilerse birbirlerinin boğaz­larını kesmek için fırsat arayan kapitalistlerdir.
Reklam
"Şimdiye kadar bütün insanlık tarihine hükmetmiş dış kuvvetlerin hepsi, insanların egemenliği altına girecektir. İşte ancak bu aşamadan sonra insanlar kendi tarihlerini tam bir bilinçle yine kendileri yaratacaktır." Friedrich Engels
176 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.