Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur

Marksizm, Ulusal Sorun ve Sömürge Sorunu

Josef Stalin

Marksizm, Ulusal Sorun ve Sömürge Sorunu Gönderileri

Marksizm, Ulusal Sorun ve Sömürge Sorunu kitaplarını, Marksizm, Ulusal Sorun ve Sömürge Sorunu sözleri ve alıntılarını, Marksizm, Ulusal Sorun ve Sömürge Sorunu yazarlarını, Marksizm, Ulusal Sorun ve Sömürge Sorunu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Yerel milliyetçilik sapmasının özü, kendini tecrit etme ve kendi ulusal kabuğunun sınırları içine kapatma çabasıdır, kendi ulusu içindeki sınıf karşıtlıklarını örtbas etme çabasıdır, kendini Büyük Rus şovenizminden, genel sosyalist inşa dalgasından ayrılarak koruma çabasıdır.
Reklam
Öncünün kitlelerden kopmamasını, ama milyonlarca kitleyi gerçekten beraberinde ilerletebilmesini sağlamak için tayin edici bir önkoşul gerekir, yani kitlelerin bizzat kendi tecrübeleri temelinde öncünün talimat, direktif ve sloganlarının doğruluğuna ikna olmaları gerekir.
Muhalefet, Parti önde gitmelidir derken haklıdır. Bu temel Marksist bir önermedir, buna uymadan gerçek bir komünist partisi yoktur ve olamaz. Ama bu, gerçeğin sadece bir kısmıdır. Tüm gerçek şudur ki, parti sadece önde gitmekle kalmayıp, aynı zamanda milyonlarca kitleyi beraberinde ilerletmek zorundadır. Milyonlarca kitleyi beraberinde ilerletmeksizin önde gitmek, gerçekte hareketten kopmak anlamına gelir,
Çin devrimi için karakteristik olan, onun “ilk adımı” atmış olması, gelişmesinin ilk aşamasını, tüm ulusların birleşik cephesinin devrimci dönemini geride bırakmış ve gelişmesinin ikinci aşamasına, tarım devrimi dönemine girmiş olmasıdır. Örneğin Türk devrimi (Kemalistler) için karakteristik olan ise, bunun tersine, gelişmesinin ikinci aşamasına, tarım devrimi aşamasına geçmeye teşebbüs dahi etmeksizin “ilk adımda”, gelişmesinin birinci aşamasında, burjuva kurtuluş hareketi aşamasına çakılıp kalmış olmasıdır.
Sömürgelerde
Bu ülkelerde “yabancı hakimiyet” sosyal yaşamın özgür gelişmesini sürekli engeller, bu nedenle sömürgelerde devrimin ilk adımı yabancı kapitalizmin devrilmesi olmalıdır,
Reklam
Lenin’in Nisan Tezlerini alın görecektiniz ki, Lenin devrimimizi iki aşamaya ayırıyordu: ilk aşama, ana ekseni tarım hareketi olan burjuva demokratik devrimdi; ikinci aşama ise, ana ekseni iktidarın proletarya tarafından ele geçirilmesi olan Ekim Devrimiydi. Çin devriminin aşamaları nelerdir? Kanımca Çin devriminin üç aşaması vardır; Birinci aşama, tüm ulusun birleşik cephesinin devrimidir, devrimin esas darbeyi dış emperyalizme yönelttiği ve milli burjuvazinin devrimci hareketi desteklediği kanton dönemidir. İkinci aşama, ulusal birliklerin Yangste’ye kadar ilerlemesinden sonra, milli burjuvazinin devrime sırt çevirdiği ve tarım hareketinin on milyonlarca köylünün güçlü bir devrimi haline geldiği burjuva demokratik devrimdir. Üçüncü aşama henüz başlamamış olan ve fakat başlayacak olan Sovyet devrimidir.
Bizde Rusya’da 1905 yılında devrim, burjuva-demokratik bir devrim olmasına rağmen, burjuvaziye karşı, liberal burjuvaziye karşı gerçekleşti. Neden? Çünkü emperyalist bir ülkenin liberal burjuvazisi karşı-devrimci olmadan edemez. İşte bu nedenle o sıralarda Bolşeviklerin liberal burjuvazi ile geçici bloklar ve anlaşmalar yapması sözkonusu değildi ve olamazdı. Muhalefet burandan çıkarak Çin’de devrimci hareketin bütün aşamalarında aynı çizginin izlenmesi gerektiğini, Çin’de milli burjuvaziyle geçici anlaşmaların ve blokların hiçbir zaman ve hiçbir şart altında caiz olmayacağını iddia ediyor. Ama muhalefet ancak böyle, ezilen ülkelerdeki bir devrimle ezen ülkelerdeki bir devrim arasındaki farkı kavramayan ve kabul etmeyen insanların konuşabileceğini, ancak böyle Leninizmden kopan ve 2. Enternasyonal takipçiliğine batan insanların konuşabileceğini unutuyor.
Lenin hiçbir zaman anayasal düşlerin tutsağı olmamıştı ve olamazdı. Bundan emin olmak için onun yapıtlarını gözden geçirmek yeter. Lenin anayasadan söz ettiği zaman, ulusal sorunun anayasal yoldan çözümünü değil, bilakis devrimci yolu düşünüyordu, yani anayasayı devrimin zaferinin bir sonucu olarak görüyordu,
Afganistan Emiri’nin Afganistan’ın bağımsızlığı için mücadelesi, Emir’in ve mücadele arkadaşlarının monarşist görüşlerine rağmen nesnel olarak devrimci bir mücadeledir; çünkü bu mücadele emperyalizmi zayıflatmakta, parçalamakta ve onun altını oymaktadır.
Reklam
Leninizm tanıtlamıştır ve emperyalist savaş ile Rusya’daki devrim doğrulamıştır ki, ulusal sorun ancak proleter devrim ile bağlantı içinde ve proleter devrimin zemini üzerinde çözülebilir.
Proletarya “kendi” ulusu tarafından ezilen sömürgeler ve uluslar için de siyasal özgürlüğü talep etmelidir. Aksi taktirde proletaryanın enternasyonalizmi boş bir laf haline gelir; ezen uluslarla ezilen ulusların işçileri arasında ne güven, ne de sınıf dayanışması mümkün olur.
Hakların kendi kaderini tayin hakkından başka, bir de işçi sınıfının kendi iktidarını pekiştirme hakkı olduğunu ve kendi kaderini tayin hakkının bu hakka tabi olduğunu akılda tutmalıyız. Kendi kaderini tayin hakkının, daha yüce bir başka hakla, iktidara gelmiş olan işçi sınıfının kendi iktidarını pekiştirme hakkı ile çeliştiği durumlar vardır. Bu durumda bunu açıkça söylemek gerekir kendi kaderini tayin hakkı, işçi sınıfının kendi diktatörlüğünü gerçekleştirme hakkına engel olmamaz ve olmamalıdır. Birincisi ikincisi karşısında geri adım atmak zorundadır.
Proleter diktatörlüğün siyasal temelinin her şeyden önce ve esas itibariyle köylü ülkeler olan kenar bölgeler değil, ama merkezi sanayi bölgeleri olduğu açıktır. Eğer biz proleter bölgeler zararına, köylü kenar bölgelerin önemini abartırsak, proleterya diktatörlüğü sisteminde bir çatlak ortaya çıkabilir.
Komünistler olarak bizler için, tüm çalışmalarımızın temelinin, işçi iktidarını pekiştirmek olduğu açıktır; ancak bundan sonradır ki, diğer sorun, o çok önemli ama birinciye bağımlı sorun karşımıza çıkar, ulusal sorun.
49 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.