Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Marksizm, Ulusal Sorun ve Sömürge Sorunu

Josef Stalin

Marksizm, Ulusal Sorun ve Sömürge Sorunu Gönderileri

Marksizm, Ulusal Sorun ve Sömürge Sorunu kitaplarını, Marksizm, Ulusal Sorun ve Sömürge Sorunu sözleri ve alıntılarını, Marksizm, Ulusal Sorun ve Sömürge Sorunu yazarlarını, Marksizm, Ulusal Sorun ve Sömürge Sorunu yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Leninizm tanıtlamıştır ve emperyalist savaş ile Rusya’daki devrim doğrulamıştır ki, ulusal sorun ancak proleter devrim ile bağlantı içinde ve proleter devrimin zemini üzerinde çözülebilir.
Proletarya “kendi” ulusu tarafından ezilen sömürgeler ve uluslar için de siyasal özgürlüğü talep etmelidir. Aksi taktirde proletaryanın enternasyonalizmi boş bir laf haline gelir; ezen uluslarla ezilen ulusların işçileri arasında ne güven, ne de sınıf dayanışması mümkün olur.
Reklam
Hakların kendi kaderini tayin hakkından başka, bir de işçi sınıfının kendi iktidarını pekiştirme hakkı olduğunu ve kendi kaderini tayin hakkının bu hakka tabi olduğunu akılda tutmalıyız. Kendi kaderini tayin hakkının, daha yüce bir başka hakla, iktidara gelmiş olan işçi sınıfının kendi iktidarını pekiştirme hakkı ile çeliştiği durumlar vardır. Bu durumda bunu açıkça söylemek gerekir kendi kaderini tayin hakkı, işçi sınıfının kendi diktatörlüğünü gerçekleştirme hakkına engel olmamaz ve olmamalıdır. Birincisi ikincisi karşısında geri adım atmak zorundadır.
Proleter diktatörlüğün siyasal temelinin her şeyden önce ve esas itibariyle köylü ülkeler olan kenar bölgeler değil, ama merkezi sanayi bölgeleri olduğu açıktır. Eğer biz proleter bölgeler zararına, köylü kenar bölgelerin önemini abartırsak, proleterya diktatörlüğü sisteminde bir çatlak ortaya çıkabilir.
Komünistler olarak bizler için, tüm çalışmalarımızın temelinin, işçi iktidarını pekiştirmek olduğu açıktır; ancak bundan sonradır ki, diğer sorun, o çok önemli ama birinciye bağımlı sorun karşımıza çıkar, ulusal sorun.
Sermaye iktidarda oldukça, milliyetçi önyargılarla dolu küçük-burjuvazi ve her şeyden eski “eğemen” ulusun köylülüğü kapitalistlerin ardından gittikçe, ulusal düşmanlık ve ulusal çatışmalar kaçınılmazdır, önüne geçilemez; ve tersine eğer köylülük ve diğer küçük-burjuva katmanlar proletaryayı izlerse yeni eğer proletarya diktatörlüğü güvence altında ise, ulusal barış ve ulusal özgürlük güvence altında sayılabilir.
Reklam
Sovyet cumhuriyetlerinin kurulmasından bu yana dünya devletleri iki kampa bölünmüş bulunuyorlar; kapitalist kamp ve sosyalizm kampı. Orada, kapitalizm kampında, ulusal düşmanlık ve eşitsizlik sömürgeci kölelik ve şovenizm, ulusal baskı ve pogomlar, emperyalist canavarlıklar ve savaşlardan başka bir şey yok.
Apaçık ki, ulusal sorunu çözebilecek, yani çeşitli uluslar ve kavimlerin barış içinde birarada yaşama ve kardeşçe işbirliğinin koşullarını yaratabilecek tek rejim, Sovyet iktidarı rejimidir, proleterya diktatörlüğü rejimidir. Kanıtlamaya gerek yok ki, sermaye egemen olduğu sürece, üretim araçlarında özel mülkiyet sürdükçe ve sınıflar varoldukça, ulusların eşitliği güvencelenemez; sermayenin iktidarı sürdükçe ve üretim araçlarına sahip olmak için savaşıldıkça, ulusların eşitliği ve ulusların emekçilerinin işbirliği sağlanamaz. Tarih, ulusal eşitsizliğin yok edilmesi, ezilen ve ezilmeyen ulusların emekçilerinin kardeşçe işbirliği rejiminin kurulması için tek çarenin, kapitalizmin tasfiye edilmesi ve Sovyet düzeninin kurulması olduğunu söylemektedir.
Özel mülkiyet ve sermaye, insanları kaçınılmaz olarak birbirinden ayırıyor, ulusal nifakı körüklüyor ve ulusal baskıyı güçlendiriyorsa, kollektif mülkiyet ve emek de aynı şekilde kaçınılmaz olarak insanları birbirine yakınlaştırır, ulusal nifakı ortadan kaldırır ve ulusal baskıyı yok eder. Nasıl ki kapitalizm, ulusal baskı olmaksızın varolamazsa, sosyalizm de ezilen ulusları kurtarmaksızın varolamaz.
Özel mülkiyet ve sınıfsal eşitsizlik üzerine yükselen yeni ulusal devletler: a) Kendi öz ulusal azınlıklarına baskı yapmaksızın b) Kendi topraklarını komşuları zararına genişletmeksizin ki bu çatışmalara ve savaşlara yol açar c) Emperyalist “büyük” güçlere mali, ekonomik ve askeri olarak boyun eğmeksizin, varlıklarını sürdüremezler.
49 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.