Bahçe sessizdi, serindi. Yerde hareketsiz, koyu gölgeler yatıyordu. Uzaktan, çok uzaktan, şehrin ötesinden kurbağa sesleri geliyordu. Mayıs kendini duyuruyordu, sevgili mayıs! Hava ciğerleri dolduruyordu; insan burada değil de göğün altında başka bir yerde, ağaçların üzerinde, sehirden uzakta, kırlarda, ormanlarda, zayıf ve günahkâr bir insanın kavrayamayacağı gizemli, güzel, zengin, kutsal bir hayatın, bahar hayatının başladığını düşünmek istiyordu ve nedense insan ağlamak istiyordu.
Ah, insanın kendi kaderine doğrudan doğruya, cesaretle hükmedebileceği, kendini haklı bileceği, neşeli, hür olabileceği bu yeni ışıklı hayat çabuk gelse! Böyle bir hayat er geç gelecek!