Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Sherlock Holmes Gibi Düşünmek

Mastermind

Maria Konnikova

Mastermind Gönderileri

Mastermind kitaplarını, Mastermind sözleri ve alıntılarını, Mastermind yazarlarını, Mastermind yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Bulunabilirlik kısayolu (availability heuristic) diye bilinen bu yatkınlık son derece yaygın ve güçlü bir yatkınlıktır: Hayatın herhangi bir anında, beynimiz için bulunabilir olan ne varsa onu kullanırız. Ve bir şey ne kadar kolay hatırlanıyorsa, onun geçerliliğine ve doğruluğuna o kadar çok güveniriz. Bu etkiye klasik bir örnek vermek gerekirse, bir metin içinde tanımadığı isimleri okuyan bireyler, sonrasında aynı isimlerle karşılaştıklarında bu kişilerin ünlü oldukları kanaatine varmışlar -bunun sebebi sadece isimleri kolaylıkla hatırlayabilmeleri- ve ardından, bu kişilerin yargılarının doğruluğuna daha çok güvenir oldular. Yakınlık kurmanın kolaylığı onlar için yeterli bir kanıttı. Yakın zamanda okumuş oldukları bir metinden kaynaklanan buluna bilirliğin aslında kapıldıkları bu kolaylık hissinin suçlusu olabileceğini hiç düşünmediler bile. Araştırmacıların tekrarlayan deneyleri ortaya şöyle bir sonuç çıkarıyor: Çevrede gizli tetikleyici görevi gören bir şey varsa, ki bu bir görüntü, bir insan ya da bir kelime olabilir, bireylerin ilgili kavramlara erişimi daha kolay oluyor. Diğer bir deyişle, o kavramlar bulunabilir hale geliyor ve doğru olsun ya da olmasın, bu kavramları güvenilir cevap olarak kullanmaya daha meyilli oluyorlar. Mary'nin dış görünümü, Watson'ın beyninde kademeli bir anı çağrışımını tetikliyor ve bunun sonucunda, doktorun beyninde tam olarak "gerçek Mary" olmasa da, tetiklediği çağrışımlardan meydana gelen bir imaj şekilleniyor. Mary'nin Watson'ın beyninde oluşan imajlara olan yakınlığı arttıkça, izlenimler de o kadar kuvvetli olacak ve Watson'ın kendi tarafsızlığına olan güveni de bir o kadar artacak.
Watson en başından itibaren, misafirleriyle ilgili iyi şeyler düşünmeye meyilli. Halihazırda zaten gerginliğini üstünden atmış, keyfi yerinde . Dedektif ev arkadaşına her zamanki gibi takılıyor. Ve ruh hali, yargılarına da doğru ya da yanlış yönde yansıyacak. Buna duygu kısayolu (affect heuristic) deniyor: Nasıl hissediyorsak, öyle düşünüyoruz.
Reklam
Kokteylde Bay Yabancı'yı gördüğünüz zaman yaşadıklarınız, Sherlock Holmes gibi gözlem ustası birinin bile yaşayabileceği türden şeyler. Fakat tıpkı zamanla diğer detayları görmezden gelip yalnızca belli başlı semptomlara göre hareket etmeyi öğrenen doktorlar gibi Holmes da, beyinsel içgüdülerini, tanımadığı bir kişiyi değerlendirmekte rol oynaması
Beynimizin içgüdüsel düzeyde ne yaptığı ile bizim nasıl davrandığımız tıpatıp aynı değil. Peki bu, önyargıların olmadığı ve en temel idrak düzeyinde beyinlerin meydana gelen örtülü ilişkilendirmeler yüzünden peşin hükümler vermedikleri anlamına mı geliyor? Hayır. Geldiği anlam şu: Doğru motivasyon önyargıya karşı koyabilir ve fiili davranış noktasında onu konu dışı bırakabilir. Beynimizin hiç düşünmeden yargıda bulunması, bizim ille de onun dediği şekilde davranacağımızı göstermez. Yani biz istedikten sonra, davranışlarımızın kontrolü bize aittir.
Tıbbi önyargılarla ilgili bir araştırmada yapılan IAT 'yi düşünelim. İlk olarak, her doktora elli yaşında bir adamın fotoğrafını göstermişler. Bazı fotoğraflarda beyaz bir adam varmış, bazılarında da siyahi. Sonra doktorlardan, fotoğraflarda gördükleri adamları, kalp krizini andıran semptomlar gösteren birer hasta olarak düşünmeleri istenmiş. Hastaları nasıl tedavi ederdiniz? Doktorlar soruyu cevapladıktan sonra IAT uygulanmış . Test bir bakıma tipik sonuçlar vermiş . IAT'ye giren doktorların büyük kısmı bir miktar önyargılı çıkmışlar. Ama enteresan bir şey olmuş: Testte belli bir oranda önyargı çıksa da, aynı önyargı farazi hastaların tedavisine yansımamış. Doktorlar, ortalama olarak, beyaz hastalara hangi ilaçları gerekli gördüyse, siyahilere de aynısını yazacaklarını söylemiş ve ne tuhaftır ki, IAT'de önyargılı çıkan doktorlar, her iki hasta grubuna, az önyargılı çıkan doktorlardan daha eşit davranmış.
Dünyaya bakış açımızı ve düşünce biçimimizi değiştirmek zordur ve önyargılarımız da önemli ölçüde köklüdür. Ama zor ve köklü demek, değişmez ve sabit demek değil. Anlaşılan o ki, IAT'de bile daha iyi sonuçlar almak mümkün. Tabii öncesinde, test edilen önyargılara yönelik zihin egzersizleri ve biraz müdahale şart. Örneğin, ırkçılıkla ilgili olan IAT'yi uygulamadan önce, piknik masasında eğlenen siyahilerin fotoğrafını gösterirseniz, önyargı puanlarında ciddi ölçüde bir düşüş olacaktır. Holmes da Watson da anlık hükümlerde bulunabilirler ama bunu yaparken beyinlerinin kullandığı kısayollar birbirlerinden çok farklıdır. Watson, standart beyni, zihnimizdeki bağlantıların en genel, en pasif halindeki yapısını temsil ederken, Holmes bize mümkün olanı, yani etrafımızla ilgili daha tarafsız ve daha detaylı kararlara varmamızı engelleyen anlık reaksiyonlardan kurtulmak için bu yapıyı nasıl yeniden şekillendirebileceğimizi gösterir.
Reklam
Temel düzeyde olmak kaydıyla hepimizin önyargıları var. Ben böyle değilim, diye istediğiniz kadar itiraz edebilirsiniz ama büyük ihtimalle öylesiniz. Önyargılarından etkilenmeyen insan, yok denecek kadar azdır. Çevrenin her an önümüze çıkardığı sayısız veriyi fark edip değerlendirme işini basitleştirecek birçok arka sokak ve kestirme yolla donatılmış olan beyinlerimiz, acele hükümlere teşnedir. Zaten doğal olanı da bu. Çünkü önümüze çıkan her şeyi adamakıllı ölçüp biçmeye kalkışsaydık, kaybolurduk . Takılıp kalırdık. İlk değerlendirici hükmün ötesine geçmeyi asla başaramazdık. Hatta doğru düzgün hüküm bile veremezdik. Dünyamız son derece hızlı bir şekilde içinden çıkılamayacak kadar karmaşık bir hale gelirdi. William James'in tabiriyle: "Her şeyi hatırlayabilseydik, birçok durumda, hiçbir şey hatırlamadığımız zamanlardaki kadar perişan olurduk."
... Önümüze çıkan her şeyi adamakıllı ölçüp biçmeye kalkışsaydık, kaybolurduk . Takılıp kalırdık. İlk değerlendirici hükmün ötesine geçmeyi asla başaramazdık. Hatta doğru düzgün hüküm bile veremezdik. Dünyamız son derece hızlı bir şekilde içinden çıkılamayacak kadar karmaşık bir hale gelirdi.
Önyargılı bir insan olduğunuzu düşünmek istemeyebilirsiniz ama şunu bir düşünün. Örtülü İlişkilendirme Testi (lmplicit Association Test - IAT) bilinçli ve bilinçsiz davranışlarınız arasında mesafeyi ölçer. Bilinçli olanlar, farkında olduğunuz davranışlar, bilinçsiz olanlar ise, anlık farkındalığınızın ötesinde çatı katınızın görünmez iskeletini
Kestirme yolla donatılmış olan beyinlerimiz, acele hükümlere teşnedir.
965 öğeden 641 ile 650 arasındakiler gösteriliyor.