Fakir Baykurt’un Literatür Yayınlarından çıkan kitaplarında okumayı meraksız hale getiren şey Dergâh Yayınlarından çıkan Masum’da da var: Arka kapak yazısında kitabın kilit noktalarının anlatılması. Zira bu kitapta da arka kapağında haberdar edildiğimiz bir duruma ulaşmak için kitabın yarısını okumak gerekiyor. Bu “durum”a gelinceğe dek başka bir hareket yok üstelik. Yazar, gerilimi sadece tek bir noktaya doğru tırmandırmaya çalışmış ama ben heyecanla koşarak değil, sürüne sürüne vardım tepeye. Kitabın baş karakteri Tuillo şimdiye kadar okuduğum en sinir bozucu insanlardan biri. Karısını sürekli aldatıp her geri dönüşünde onu kendisine sadık ve büyük bir aşkla bağlı bulmayı bekleyen, hatta ve hatta “onun ermiş bir kişiliğe sahip olması için tarafımdan ona bu acıların çektirilmesi gerekiyor” diyen biri. (yok yaaa, hadi ordan!)
Kapılıp gidemedim bu kitaba. Belki İzmir’in sıcağından, belki Tuillo’nun namıssızlığından, belki de şimdiye kadar karaladığım her şeyden işte.