Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Meczublar Gönderileri

Meczublar kitaplarını, Meczublar sözleri ve alıntılarını, Meczublar yazarlarını, Meczublar yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
-Hüner, Olduğun yerde OLMAKdır!
İki Mâna var burda. Bir olduğun, bulunduğun yerde OLMAK, başka yerlerde başka vadilerde aramamak... Bir de, OLDUGUN, Olgunlaştığın hal ve kål üzere sábit kadem olmak... - Sebepler Curcunasında kalite kaybına Uğramamaktır . DEDİ : Meczup Tevfik Ceyhan Dede.
Sayfa 16
160 syf.
·
Puan vermedi
·
9 günde okudu
Deliler içinde ki Veliler
Mustafa Özdamar'ın Meczubar kitabını severek okudum. Delilerin içinde birçok veli olabileceğini gösteren harika bir kitap. Deli olarak nitelendirilen birçok veli insan ile dünya ile ilişkisini kesip Allah dostu olduğunu gösteren bir eser olmuş. Ben herkesin okumasını tavsiye ederim.
Meczublar
MeczublarMustafa Özdamar · Kırk Kandil Yayınları · 201918 okunma
Reklam
Meczublar
Meczubları darıltmamak lazım. Onlar kendi nefislerinde başkalarının da yükünü çeken, taşıyan insanlardır. Hiç kimseyi incitmemek lazım ama, özellikle meczubları hiç mi hiç incitmemek lazım vesselaaaaam....
Sayfa 14 - Kırıkkandil YayıneviKitabı okudu
-Hüner, Olduğun yerde OLMAKdır!
İki mâna var burda. Bir olduğun, bulunduğun yerde OLMAK, başka yerlerde başka vadilerde aramamak... Bir de, OLDUGUN, olgunlaştıgın hal ve kål üzere sábit kadem olmak... -Sebebler curcunasında kalite kaybına uğramamaktır dedi Meczup Tevfik Ceyhan Dede
Sayfa 16
Biz insanlar kendi beşerliğimiz ve şaşarlığımız içinde Allah'ın hepsi de birbirinden değerli olan nimetlerini, önemli önemsiz, basit büyük gibi bir takım tasniflere tabi tutarız. Bizim yanılgımız bu. Allah'ın nimetleri içinde basit ve önemsiz diye bir şey yoktur. Bize basit ve sıradan gözüken şeyler bile aslında o kadar büyük, o kadar değerli nimetler ki, bizler onların değer ve önemlerini o konularda darlanıp zorlandığımız zaman öğrenebiliyoruz ancak.
Sayfa 101Kitabı okudu
Bir ucu beşerîlik öbür ucu ilâhilik olan insanın, bu dünya ve öte dünya hayatında katedeceği en uzun mesafe, kendinden kendine yapacağı yolculukta katedeceği bu deceği mesâfedir.
Reklam
Kastamonulu Deli Eşref veya Hacı Eşref
Çorum'da askerlik yapan Kastamonulu biri, şubede cam kırmış, camcıya gitmiş. Camcı, askerin Kastamonulu olduğunu öğrenince "Orada bir Hacı Eşref var, tanır mısın, o deli değil, velîdir. İzne giderken bana uğra, sana bir paket vereceğim, selâmımı da götürürsün.." der. Çocuk Kastamonu'ya geldiğinde Eşref daha evvel davranarak babasını görür ve: "Oğlun askerden gelmiş, emânetimi versin." diyerek karşısındakini şaşkınlığa uğratır. (Kaynak kişi: Yavuz Kapıcı).
Malatyalı Hacı Ali Efendi
Yaz kış, kışta kıyâmette, zehir zemberek soğuklarda, çatır çatır karlı buzlu günlerde bile yalın ayak başı kabak dolaşan Hacı Ali Efendi'nin üstünde giyecek olarak sâdece bir göynek bulunurdu. Beyaz göynek, kefen yâni... Kefeniyle dolaşan bu Hacı Ali Efendi, yol kenarına durur, köpekleri de onun arkasında saf tutar otururlardı. Hacı Ali Efendi, hiç kimseden kesinlikle bir şey istemediği halde, gelen geçen herkes ona üç-beş kuruş bir şeyler verirdi. Köpeklere harcardı Hacı Ali Efendi o paraları hep. Hacı Ali Efendi öyle bir zat ki, onun önünden geçip de, ona üç-beş kuruş bir şeyler vermeyenlerin arabaları, on-onbeş metre sonra hiç yoktan en az bir takla atar geri dönerdi.
Cömertlik mevzuunda bakın ne diyor Abdullah Efendi: - Cömert o kimsedir ki, verdiği şeylerde bir mükafat düşüncesi yoktur. Sevab kazanmak veya hayırla anılmak için (yapılan) cömertlikleri (yüce Allah) ancak bir alış-veriş sayar.. Ün ve sevab taleb eden cömert belki kerem şehrindendir, lâkin onun evi kale kapısı(nın) dışındadır... Cömerttir, ikramlıdır, sofrası açıktır, Fakat sofra sahibi değildir. Hânesinde misâfirine serdiği sofrada birlikte oturup, cümle nimetlerin ve sofraların sahibi (olan) yüce Allah'a -celle celâluhu- şükür eder ve kendini aradan çıkarır. Ettiği hizmet ile dava eylemez. Âciz varlığını Hak sofrasında bir kepçe ve o kepçeden rızık edinen bir sâhil (sâil, isteyici, dilenci) kabul eder.
Gönül ne saray ister, ne taç, Gönül bir gönüle muhtaç!
Reklam
Şihâbüddin Ömer Sühreverdî, "Avârifü-l Maarif"inde şöyle diyor bu konuda: "Meczub, Hakkın ve Hakka ait tecellilerin kendisine seyr ü sülûksuz zuhûr ettiği kimsedir. Belli bir seyr ü sülûk esasına tâbi tutulmadığı, riyâzat ve mücâhedenin güçlükleriyle karşılaşmadığı halde, kalbi ile Cenâb-ı Hak arasındaki her türlü unutturucu perdelerin kaldırıldığı kimsedir." (Age. Erkam Yayınları, 1993 baskısı, sf. 111)
Meczubları darıltmamak lâzım. Onlar kendi nefislerinde başkalarının da yükünü çeken, taşıyan insanlardır. Hiç kimseyi incitmemek lâzım ama, özellikle meczubları hiç mi hiç incitmemek lâzım vesselâââââm!...
Cezbe, adı üstünde, çekme, cezbetme, celbetme anlamına geliyor. Meczub da, çekilen, cezb edilen, celb edilen demek oluyor.
-Hüner, Olduğun yerde OLMAKdır!
-Hüner, olduğun yerde OLMAKdır! İki mâna var burda. Bir olduğun, bulunduğun yerde OLMAK, başka yerlerde başka vadilerde aramamak... Bir de, OLDUGUN, olgunlaştıgın hal ve kål üzere sábit kadem olmak... -Sebebler curcunasında kalite kaybına uğramamaktır dedi Meczup Tevfik Ceyhan Dede
Sayfa 16 - Mustafa özdamar .MECZUPLAR.
İncinmemeyi başarabilmek için habire uğraşıyoruz ama, hayat karnemiz hâlâ kırıklarla dolu.
Meczublar
Meczublar
53 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.