Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Medeniyetin Arka Sokakları

Metin Karabaşoğlu

Sayfa Sayısına Göre Medeniyetin Arka Sokakları Sözleri ve Alıntıları

Sayfa Sayısına Göre Medeniyetin Arka Sokakları sözleri ve alıntılarını, sayfa sayısına göre Medeniyetin Arka Sokakları kitap alıntılarını, etkileyici sözleri 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
'biz' kimiz?
Farkına varmadan, 'biz'i aslında 'biz'imle alâkası olmayan şeylerin yerine yahut yanına koyabiliyorduk. Mesela faiz oranından bize ne idi; verilmiş imkânları Rabbinden değil kendinden bilip, Rabbinin diğer kulları aleyhine, Rabbinin emrini çiğneyerek kullanmanın diğer adı değil miydi faiz? O halde, hepten karşısında olmalı değil miydik?
Farkına varmadan, "biz"i aslında "biz"imle alakası olmayan şeylerin yerine yahut yanına koyabiliyorduk.
Reklam
Faiz
Verilmiş imkanları Rabbinden değil kendinden bilip, Rabbinin diğer kulları aleyhine, Rabbinin emrini çiğneyerek kullanmanın adı değil miydi faiz?
Sayfa 14
'biz' kimiz?
İmanî şefkat, suçlu bile olsa, insana insan gibi davranmayı emretmiyor muydu? 'İnsaniyet-i kübra' idi İslâmiyet; o halde, insaniyete sığmayan haller imana hiç sığmıyor değil miydi?
'biz' kimiz?
İranlı Selman ile Habeşli Bilal, Resul-i Ekrem'in Ehl-i Beytinden sayılıyor iken, amcası Ebu Leheb'in adı karşı listede yer alıyordu. Biz kalbinde 'nun' sırrını taşıyanlarla birdik; ve kalbimizde 'nun'u taşıdığımız ölçüde 'biz'dik.
Bize ‘yeryüzü cenneti’ vaad edenler, cehennemi sümen altında saklıyordu. Gülümseyen dudaklarının ardında ısırıcı dişler vardı. Görkemli yalancı cennetler sunan hazır medeniyet, o cennet maskesinin ardında saldıran cehennemler taşıyordu. Şu cadde, bunun delili idi. Gösterişli caddelerin bittiği yerde, medeniyetin arka sokakları başlıyordu. Ve arka sokaklar, insanı ‘medeniyet rüya’sından uyandırıp, modern medeniyet adlı riya tablosunu ifşa ediyordu.
Sayfa 22
Reklam
Önü alınmaz bir ‘ihtiyaçlar’ seline kapılmıştık. Lüzumlu mu, lüzumsuz mu demeden yüzlerce, binlerce maddeye uzanan bir ‘ihtiyaçlar listesi’ uydurmuştuk. Gün boyu bu uğurda çalışıyor, saatler boyu yollarda kalıyorduk. Yorgun-argın döndüğümüz evimizde ancak uykuyu düşlüyorduk. Bir de maçlar, yarışmalar, haberler, filmler ve açık oturumlar vardı. “Aman canım, o kadar da olsun”du.
Sayfa 23
"Birisinin kazanması gerekiyorsa, birileri kaybetmek zorundadır." diyordu hâzır medeniyet.
Rabbimizin güzel isimlerini düşünmekten alıkonulan zamanlar, vitrinlerdeki marka isimlerini düşünmekle geçiyordu.. Kainat manzaralarını seyirden çalınmış zamanlar elbise manzaralarını veya TV gevezeliklerini seyirle heba oluyordu...
Bizler, gözümüzü neticeye dikmiştik. Oysa netice Allah'tandı. Bize düşen istemekti. Rabbimizden talep etmekti. Rabbimiz, vermek istemese, istemek vermezdi zaten.
Reklam
Bizler gözümüzü neticeye dikmiştik. Oysa netice Allah'tandı. Bize düşen istemekti. Rabbimizden talep etmekti. Rabbimiz vermek istemese, istemek vermezdi zaten...
İktidara ve kuvvete talip olmaktan bir türlü kopamıyorduk. Kuvvete endeksli her çabanın sonunda ise hem ‘menfaat’ uğruna haktan tavizler veriyor; hem de Haydar’ı Rüstem’le karıştırmanın manevi cezası olarak, ‘Asya münafıklarının zalim eli’yle tokatlanıyorduk.
Sayfa 36
Gökteki ve yerdeki her şeyi imanımızın delili kıldıktan sonra ancak, hakiki imana erişmiş sayılırdık.
Oysa, “ nefsini ıslah etmeyen başkasını ıslah edemez”di.
77 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.