Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Medeniyetin Temelleri

Will Durant

Medeniyetin Temelleri Gönderileri

Medeniyetin Temelleri kitaplarını, Medeniyetin Temelleri sözleri ve alıntılarını, Medeniyetin Temelleri yazarlarını, Medeniyetin Temelleri yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ölülerin hayatlarını devam ettirdiklerine inanılması —ki bu inanış ilkin rüyalarda teşekkül etmeğe başladı— öylesine kuvvetli idi ki, ilkel insanlar en harfi mânasıyle ölülerine mektup gönderdiler: bir aşiret reisi, böyle bir mektupta neler yazıldığını anlatmak için, mektubu özel olarak ulaştırılması için de kölenin kafasını kesti; ve şayet yazmayı unuttuğu noktalar oldu ise, kafası uçurulmuş bir diğer köleyi dipnot olarak ölüye gönderdi.
Sayfa 104
Medeniyet, küçük bir azınlığın ince emekleri ve lüks'üdür; beşeriyetin esas kütleleri, bir bin seneden bir diğer bin seneye geçişlerinde hemen hemen hiçbir değişikliğe uğramazlar.
Sayfa 100
Reklam
Korku, Lucretius'un dediği gibi, tanrıların ilk anasıydı.
Sayfa 97
Hırs ve tamahı tutumluluğa, şiddeti münakaşaya, cinayeti mahkemeye, intiharı da felsefeye çevirmek, medeniyetin yüklendiği görevin bir parçası oldu. Kuvvetlinin, zayıfı ancak kanunî yollarla yiyebileceğine ikna edilmesi büyük bir gelişme idi.
Sayfa 92
İlkel insan zalimdi, çünkü başka yolu yoktu; hayat, elinde her ân için kullanmağa hazır bir silâhı, ve "tabiî" bir şekilde öldürmeğe meyilli bir kalbi olması gerektiğini öğretmişti.
Sayfa 91
Genellikle, samimiyetsizlik medeniyetle beraber yükselir, çünki medeniyette, diplomasinin nimet ve riskleri daha büyüktür, çalınacak daha fazla eşya vardır, ve eğitim de insanları daha kurnaz yapar. İlkel insanlar arasında mülkiyet geliştikçe, yalancılık ve hırsızlık da ardından gelir.
Sayfa 90
Reklam
Hayvan karınını tıkabasa doldurur, zira tekrar ne zaman yiyeceğini bilemez; ve hırs ve tamahın orijini de yarın ne olacağını bilememektir.
Sayfa 90
Her kötü alışkanlık bir zamanlar, varoluş mücadelesinde lüzumlu bir faziletti; ancak kendisini vazgeçilmez yapan şartlar yüzünden de, uzun bir müddet devam ettiği zaman bir kötülük oldu; kötü bir alışkanlık, bir kötülük, şu halde, tasvır ve hareketin ilerlemiş şekli değil, genellikle eski ve yerlerini değerlerine bırakmış usullerdeki atavistik [ecdattan kalan] bir kalıntı. Bir ahlak sisteminin amacı, değişmemiş —veya yavaş degişen— beşer dürtülerini, sosyal hayatın değişen ihtiyaç ve şartlarına uydurmaktır.
Sayfa 90
Biyolojikçe, medeniyet için kötü teçhiz edilmiştir, çünki onun içgüdüleri, sadece geleneksel ve temel şartlar altında nasıl bereket edeceğini anlatır, ve onu harekete getiren saikler de, kasaba hayatından ziyade ormandaki yaşayışa uygundur.
Sayfa 89
Ferdiyetçilik, hürriyet gibi, medeniyetin bir lüks'üdür. Ancak tarihin şafağında, yeterli sayıda erkek ve kadın, açlık, zürriyet yetiştirme ve harbin yüklerinden kurtulmak imkânını buldu, kendilerini zevk ve eğlencenin, kültür ve sanatın elle tutulamayan değerlerine adamağa başladılar.
Sayfa 89
Reklam
İlkel disiplin müsamahakâr, ama şımartıcı değildi; çocuk, daha küçük yaşta, kendi aptallıklarının, kendi küstahlıklarının, veya kendi kavgacılığının neticeleriyle başbaşa kalması için serbest bırakıldı; ve çocuğun hayat bilgisi hızla arttı. İlkel cemiyetlerde, çocuklar ve ebeveynler arasında karşılıklı sevgi ve hürmet fazlasıyla gelişmişti.
Sayfa 89
Çocuk düşürmeyi icad edən kadındı, doğan çocukların öldürülmesini kontraseptiv'leri de [ gebelikten koruyucu tedbirler ] o buldu. "Vahşi" ve "medenî" kadının doğumu önleme yolundakı düşüncelerinde hayret uyandırıcı benzerlikler var: çocuk büyütmenin yükünden kurtulmak, genç bir form muhafaza etmək, evlilik-dışı anneliğin lekesini silmek, ölümden kaçınmak, ilh.
Sayfa 87
Bekâret kavramının aşılanması, ilkel seks hayatının tabiîliğini ve kolaylığını yıktı; fakat, erken yaşlardaki cinsî gelişmeyi ve çocuk yaşta anne olmayı engellediğinden, iktisadî ve seksüel olgunluk arasındaki —medeniyet geliştikçe daha yıkıcı vasıflar kazanmağa meyleden— gediği de daralttı. Böylece, muhtemel ki, ferdin fizikî və zihnî bakımlardan güçlenmesine, çocukluk ve eğitim safhasının uzatılmasına, ve neticede, ırkın seviyesinin yükselmesine hizmet etti.
Sayfa 85
Bekâreti bir kabahat olmkaktan çıkarıp bir fazilet haline getiren, ve onu bütün yüksek medeniyetlerin ahlak anlayışlarında bir unsur yapan ne idi? Hiç şüphesiz, mülkiyet müessesesi idi. Evlilik-öncesi safiyet, ataerkil erkeğin, kendi karısı üzerinde hissettiği sahip olma duygusunun kızlarına da uzatılmasıydı. Evliliğin bir alım-satım işi olduğu zamanlarda, bakire gelinin zayıf kız kardeşinden daha fazla para getirdiği anlaşılınca, bekârete verilen prim; bakire, malını, nesebi belli olmayan çocuklara bırakmak endişesi içinde yaşayan erkeklere şimdi, kendi mâzisiyle bu çok önemli vaadi veriyordu.
Sayfa 82
Hawaii'de, evlilik mânasında kullanılan ilk kelime "tecrübe etmek" anlamındaydı. Bir asır önce, Tahitililer arasında kadın-erkek birleşmeleri serbestti, ve çocuk olmadıkça istenildiği an bozulabilirdi; şayet arada çocuk varsa, ebeveynleri, herhangi bir sosyal leke ile karşılaşmaksızın bebeği öldürebilirdi; veya, erkek kadına bakmağa söz verdiği takdirde, və kadın da çocuğun bakımı işini yüklenirse, ana və baba çocuklarını yetiştirmeğe karar veriyorlardı.
Sayfa 72
192 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.