Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Güneydoğu'da Savaşmış Askerler Anlatıyor

Mehmedin Kitabı

Nadire Mater

En Beğenilen Mehmedin Kitabı Gönderileri

En Beğenilen Mehmedin Kitabı kitaplarını, en beğenilen Mehmedin Kitabı sözleri ve alıntılarını, en beğenilen Mehmedin Kitabı yazarlarını, en beğenilen Mehmedin Kitabı yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
336 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
mehmedin kitabı Kanayan yaradır emekçi çocuklarının askerde emir komuta altında ölüme gönderilmesi. Nadire Mater “Mehmedin Kitabı” isimli kitabında, 1984-1998 arası Güneydoğu’da askerlik yapmış kişilerle konuşmuş. Kitapta soru cevap yok, sorular çıkarılmış; askerler olabildiğince samimi bir dille anlatmışlar. Güneydoğu’da askerlik yapanların
Mehmedin Kitabı
Mehmedin KitabıNadire Mater · Metis Yayınları · 201288 okunma
Hayatının en güzel yaşında, 18'inde askere alıyorlar. Tam her şeyi öğrendiğim, kavradığım, ayağımın yere bastığı dönemde askerlik. Islah edilmiş bir aslan gibi geri geliyorsun. Ananı, babanı, namusunu, avradını, vatanını koruyorsun. Ama komutan kalkıyor, küfrediyor, ana­nı, avradını sıradan geçiyor. Hani annem babam için gitmiştim? Türki­ye'yi yavaş yavaş saran bir ur var, sadece Güneydoğu'da değil, batıda da başladı. Herkes bilsin, tepki göstersin. Orada bir savaş var, yani bir mücadele falan değil, bayağı bir savaş, tam bir katliam. Bitmiyor, bit­meyecek de. Her gün televizyona şehit aileleri, kayıp aileleri çıkıyor, bunlar birbirlerini desteklesinler, başka bir şey yok yani.
Sayfa 150Kitabı okudu
Reklam
Askere illa ki gitmeliydik. İstediğim yer Şırnak'tı, gittim. Orta halli bir yerde yetiştim. Okul, okuduklarım, filmler etkilerdi beni. Milliyetçilik olayı vardı: "Vatanımızı seviyoruz, Türk evladıyız." Oysa kışladan gi­rince her şey bir anda değişiyor. Anlatılan askerlikle alakası yok. İnsan­ların yaklaşımları, hal ve tavırları sarstı beni. Psikolojikman çöküntüye uğruyorsun. Adımını attın mı geriye dönemezsin. Senden üç ay önce gelmiş asker sana bağırabiliyor, vurabiliyor. Bir kişi istese 400 kişiyi dövebilirdi, kimse bir şey yapamıyordu. Söylemesi ayıp; tecavüz kaçınılmazsa, zevk almasını bileceksin. Bunu yaptık.
Adamların yaşadığı ortam o kadar korkunç ki ... Bir kadına beş erkek devrim nikahı kıyıyor. Dağda hamile kaldığın zaman idam. Ben onlardan daha büyü­ğüm. Bazılarının yaşları çok ufak. Bu şartlarda, bırak savaşmayı, yaşamaya bile imkan yok.
Sayfa 112Kitabı okudu
Garip Olaylar
PKK ile telsiz konuşmaları oluyordu. Bölük komutanıyla bizim ilçe­nin PKK sorumlusu harp okulundan arkadaşmış. Konuşuyorlar: "Şura­da oturuyordunuz", "Çocuk büyüdü mü?", "Senin de kız vardı, o ne yaptı?" Gayet güzel bir muhabbet, bu çatışma anında oluyor, bazen küfürler oluyor.
Sayfa 103Kitabı okudu
İnsanların bulundukları yerden konuşması beni rahatsız ediyor. İnsanlar orada saat altıdan sonra dışarı çıkamıyorlar, gece hayatları yok. Savaşta, önce kendinle savaşıyorsun, niye orada olduğunu, niye ateş ettiğini düşünüyorsun. Sonra karşındaki insanın savaşını yaşamaya başlıyorsun. Sonra bulunduğun ortamın savaşını... En zoru içindeki savaşı yaşamak (Nisan 1998, Aydın)
Reklam
Doğu halkının yüzde ellisi yardım ediyor PKK'ya, köylü zaten PKK.
Bu Tendürek'teki çatışmada bir üsteğmen ayağın­dan vuruldu, bu üsteğmen zamanında bir askeri sopayla döve döve öldürmüş. Ceza yemiş, yatmış da birkaç sene. Gece içki içip geliyor, ko­ğuşlarımıza girip bizi dövüyordu. 40-45 yaşında, yarbay falan olması gerekiyor ama kıdemli üsteğmendi. Bir keresinde, yatıyorum, kaldırdı, "ne yapıyorsun" dedi. Beni güldürmeye çalışıyor. Gülmedim. Sonra bir yerlerimle oynamaya başladı. Ben de güldüm, ondan sonra beni dövdü. Çatışma çıkarsa, arkadaşlardan biri "ben vuracağım'', öbürü "ben vura­cağım" diyordu. Göreve giderken de, mesela beş bira bana zimmetli­yor, beş bira öbürüne ... Adam alkolik yani. Yük ağır, bir de beş bira, ye­ri geliyor ağırlıktan kumanyamı bile atıyorum. Molada çağırıyor, bira­sını veriyoruz. Herkes içtiğini biliyordu, bölük komutanları da. Tendü­rek'te çatışmadayken, bu üsteğmen şahlanmış, ayağa kalkıyor, küfür ediyor. Ayağa kalkmak yasak. Bacağına kurşunu yedi. Çatışmada 16 keleş, bir kanas çıktı. Ona değen G3, yani askeri. Üsler de "asker vur­muş" dedi. "Yanlışlıkla oldu" diye yorumlandı ama herkes askerin bile­rek vurduğunu biliyordu. Geri dönmedi. Askerin hepsi, bunu yapana dua ediyordu.
Hiçbir şey düşünmek istemiyordum, uyumak hiç istemiyordum. Uyurken ölüyorsun. Adam getiriyor çömezi, "sen bekle, biz yatalım" diyor. Çömez de kulağında volkman şarkı dinliyor. Geleni duyamıyor tabii. Önce onun kafasını kesmişler. Sabah oldu, kimse inmiyor. Gittik baktık, dört şehidimiz var. Boğazları kesilmiş. Onların yerinde olmadığım için sevindim. Önce onu düşünürsün, nor­mal değil de, o zaman normal geliyor. "Şehit verdik" diye bize tepki gösterdiler. Suçluluk duygusu yaşatılmak isteniyordu ama hiç kafama takmıyordum.
Radyodan, kendi çatışmalarımızı kendi operasyonumuzu dinliyorduk. Hatta operasyonu yaparken dinliyorduk. Fakat çok yanlış bilgiler veriliyordu. Mesela biz alan düzlüğü operasyonuna gitmiştik. En fazla 15-20 tane ölü ele geçirmişizdir, TV'den 90 tane duyulmuştu.
106 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.