Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Melayê Cizîrî Divanı ve Şerhi

Abdulbaki Turan

Melayê Cizîrî Divanı ve Şerhi Gönderileri

Melayê Cizîrî Divanı ve Şerhi kitaplarını, Melayê Cizîrî Divanı ve Şerhi sözleri ve alıntılarını, Melayê Cizîrî Divanı ve Şerhi yazarlarını, Melayê Cizîrî Divanı ve Şerhi yorumları ve incelemelerini 1000Kitap'ta bulabilirsiniz.
Ya Reb în guldesteê ya nergisê rêna-stî în? Serwigulşen ya elîf ya qametê yekta-stî în? *** Ya Rab! Bu güldeste mi nergiz mi? Gülşenin selvisi mi, elif mi yoksa emsalsiz endam mı?
Melayê Cizîrî
Melayê Cizîrî
Melayê Cizîrî Divanı ve Şerhi
Melayê Cizîrî Divanı ve Şerhi
Selwa sehîqed xemmilî lew kemmilî mestane reqs Wer suhbetê ger qabil î dê bêt û ret şahane reqs Tercüme: Selvi boylu düzgün endamlı sevgili süslendi, onun için sarhoşça raks mükemmel bir hale geldi. Kabiliyetin varsa meclise sen de gel raksa katıl, zira düzen içinde sürecek şahane raks Açıklama: Boyu selvi ağacı gibi düzgün; endamı uzun, rânâ ve âzâde olan sevgili özenle süslenip eğlence meclisindeki raks halkasına katıldı. Onun için şahane raks, aşk sarhoşlarının raksı mükemmel ve muntazam bir hal aldı. Ey âşık! Eğer kabiliyetin varsa sen de gel bu eğlence meclisindeki raks halkasına gir. Zira bu raksa herkes katılamaz; ancak ehil olanlar katılabilir.
Reklam
Ji guher xunçe kuşaî digirit durcê 'eqîq Bi şekerxende zenî ger bigirêt şekkerê teng Tercüme: Sevgilim! Goncaya benzeyen ağzını açarsan ve beyaz inciler misali dişlerin görünürse, akik taşı kutusunu kapatır ve eğer tatlı tatlı gülersen o zaman özel paketlerdeki şeker ağlar. Açıklama: Ey sevgili! Senin küçük ağzın ve dişlerin güzellikte emsalsizdir. Keza gülüşün ve gülümsemen, tatlılık ve cazibenin, çekiciliğin zirve noktasıdır. Çünkü sen goncayı andıran o küçücük ağzını açarsan ve beyaz inciler gibi dizilmiş olan dişlerin görünürse değerli akik taşı, dişlerinin güzelliğinden ötürü utanır, tanelerini kutusunun içinde gizler ki başkaları onları görmesin. Çünkü akik, dişlerinin ve dudaklarının güzelliği ile boy ölçüşemeyeceğini çok iyi bilmektedir. Keza sen güzelce güler, cazip olan her tatlı nesne ile alay edercesine tatlı tatlı tebessüm edersen; özel paketlerde bulunan ve tatlılığıyla sembol haline gelen şeker, gülümsemedeki tatlılığa ve sahip olduğu cazibeye sahip olmadığı için hüzün, kin, öfke ve kıskançlıktan ağlar ve intihara kalkışır.
Tercüme: Üzerimize yağan oklar iki hilal kaşlarından gelenlerden ibaret değildir. Bilakis siyah kirpiklerinden ciğerimize gelen oklar daha fazladır.
Tercüme: Gönlümüzdeki aşk cevheri ne şekilde ve nasıl gizli kalır. Oysa ki tenlerinin rengi sarıya çalan güzellerin aşk ve muhabbeti âşıkların yüzlerinden bellidir.
Tercüme: Sevgilimizin gönlü yüzlerce damla gözyaşlarıyla yumuşamadı. Yüzlerce damla su taşı nasıl etkiler!
Reklam
Weh ku bê şahid û mehbûbê te 'umrê xwe buwar Karikî rabe bike weqt e ku êvar e dereng Tercüme: Ey âşık! Yazık oldu sana, çünkü sen ömrünü güzel bir sevgili olmaksızın tükettin. Kalk acele et ve faydalı bir şey yap! Vakit geldi, akşam yaklaştı ve zaman daraldı. Açıklama: Ey âşık! Senin bu haline şaşıyor ve üzülüyorum. Zira ömrünü boş yere geçirdin, gençlik yıllarını güzel bir sev- giliden yoksun tükettin. Gevşeklik göstermeden hemen kalk sevgiline ulaşmada ve arzuna kavuşmada yararlı bir iş yap. Çünkü vakit daraldı, ömür akşama yöneldi ve hayat güneşinin batmasına çok az bir zaman kaldı. Bu fırsatın yok olma anı yak- laştı, çaba göstermeye mecal kalmadı. Sonra pişman olacaksın ama bu pişmanlığının hiçbir yararı olmayacak.
Fehmê raz er bikirî wer bibehê mujdeê saz Çengê bê perde dibêjit ne ney û nayê bi deng Tercüme: Eğer sen sırları anlamak istiyorsan gel sazın müjdesini dinle. Çeng bu sırları açıkça söyler, ney ve nay ise yüksek sesle söylerler. Açıklama: Ey âşık! Eğer sen muhabbet ilminin esrarını, aşk mihnetinin gizli yönlerini öğrenmek istiyorsan, eğlence ve mûsikî meclisine gel ki, bütün bu sırları tek başına değil de birlikte müjdeleyen, gizli yönlerine işaret eden sazları dinleyesin. Çeng, bu sırları kinaye yoluyla değil, perdesiz ve açık bir tarzda söylerken, ney yüksek sesle bunları haykırır.
Mûsikîde esas olan dört şube, anasır-ı erbaa'ya; on iki makam, on iki burca; yedi ses, yedi yıldıza; yirmi dört şube, yirmi dört saate; kırk sekiz terkip, hicri yıldaki kırk sekiz haftaya karşılık gösterilir. Buna göre günün belli saatlerinde belli makamların dinlenmesi gerekir. Tıp ilminde mûsikî ile tedavi meşhurdur. İnsanın na- bız atışları belli makamlara göre değişik düzenler olabilirmiş. Farabî, Nâsır-ı Tûsî, Hâce Safiyüddin gibi alimler bu yolu çok denemişlerdir.
Mela şunu demek istiyor: "Doğum tarihim ve özgür ruhumun fani olan cismimde hapsolması, mutsuzluğumun tarihidir." H. 975 Mela'nın doğum yılı olup, Miladi 1567 veya 1568'e tekabül eder. (Tahsin İbrahim Doskî, Cezerî Şerhi, c.1., s.40,
Reklam
Bize huzur yok ..
Tercüme: Bu gök kubbe altında bu handa (dünyada) bize yaşama ve huzur nerede? Çünkü bu dünyada bir kimse bu gül bahçesinin bir dalına elini uzatıp onu kopardığında, canını bile feda etmek üzere bağrına bastığında, ansızın kervan çanı; "Yüklerinizi bağlayın ve yolculuğa hazır olun!" diye bağırıp çağırır.
Sa'd: Kutluluk ve uğur. Eski astronomide Zühre ile Müşteri gezegenleri sa'd olarak bilinir ve ikisine birlikte "sa'deyn" denilirdi.
Ne zamana kadar kalplerimizi , üzerinde biriken pas ve pisliklerden yıkamayacağız . Çünkü kalbin hayatı ebedî aşk sarhoşluğuna sebep olan bu şaraptır . Öyleyse bu şarabı içelim , sonsuz bir haz ve iştiyakla içmeye devam edelim . Bizim , sâkîyi çağırıp ona ; " Ey sâkî , şarap kadehini âşıklar arasında dolaştır ve bizi de ona ulaştır demekten başka çaremiz yoktur . Yani ey gerçek sâkî , kalk , o ebedî şarap kadehlerini gerçek âşıklara sun , bu cismanî varlıkları kayboluncaya , bu dünyevî âlâikten kurtuluncaya ve masîva ile tüm bağları koparıncaya kadar bizi o şaraba ulaştır ve bulaştır ki , o yüce ruhânî makamlara yükselelim .
178 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.