Uzun zamandır, direnmeyi de bırakmıştı. Hayatı geldiği gibi alıyor, kabulleniyor ve dünü, dünde bırakarak yaşıyordu. Böyle bir kuruluk üzerine yağan yağmurun da, akan suyun, esen rüzgarın da, gece batan, sabah doğan günün de, bereketi olmuyordu. Hepsi Barlas'ın yüzeyine dokunarak gidiyor, geriye hiçbir şey kalmıyordu.