"Ey ayrılıkların doğurduğu kuş!
Ey yarine yanan düş.
Ey bülbüllerin haldaşı!
Bilir misin aşkların ve aşıkların delili sensin.
Canan için canını mezat eden.
Aşk nağmesinin rakkasısın sen.
Ey çiğliği kendine yakıştıramayan aşık!
Ne acı değil mi çiğ sürülen bir hayat..
Halini bilmeyenler ne boş konuşurlar senin hakkında, yanmana acıyarak.
Halbuki pişmiş olan yanar mı hiç?
Nur içinde yanmak yokluk mudur hiç? "
Sayfa 47