" En güçlü iktidara halkın çoğunluğunun oyları ve alkışlarıyla çıkan bir iktidar, hele çok partili rejimlerde, bir gün gelir, varlığının hikmetini kaybedebilir. Buna isterseniz, meşruluğunu kaybeden bir iktidar da diyebiliriz. Çünkü iktidar, ancak milletin içindeki çelişmeleri, milletin yararına yöneltebildiği sürece ve buna muktedir olabildikçe meşrudur. Ancak, bu sürece, onun varlığının hikmeti vardır.
Yoksa milletin içindeki çelişmeler, çatışmalar, kavgalar milleti bölecek hale geldi mi ve iktidar, bunların sosyal ve ruhi yapısını doğru değerlendirecek, bunları, aklın gösterdiği yolda düzenlemek yeteneğini kaybetti mi, iktidarın, varlığının hikmeti, artık şüphe götürür. Çünkü bu takdirde iktidar, milletin haklarının ve menfaatlerinin varlığının devamı, milletin hayrı aleyhine işler. Ve o zaman iktidar adamına sağduyu değil, hiddetler, ihtiraslar hâkim olur. İlkel ihtiraslarsa, iyi yol göstericiler değildir. Ve bizi, kültür, akıl, medeniyet seviyemizden ayırarak, tarih öncesinde ve ormanlarda yaşayan cetlerimizin sorumsuz seviyesine indirir... "