Hikâye olunduğuna göre, Van'ın Gürpınar kazasından bir zat, Nehrî kasabasına gelerek Tâhâ'l-Hakkârî hazretlerine talebe olmak istedi. Nihayet ısrarı ve muhabbeti sebebiyle kendisine mânevî ders tarif edildi ve bir tesbih de hediye olarak verildi. Büyük bir sevinçle memleketine döndü. Derslerine şevkle devam ediyor, gönlü huzur ve feyizle
Sanır mısın ki Mesnevi sözlerini okuyasın da ucuzca, bedavaca duyasın, anlayasın!
Yahut hikmet sözleri ve gizli sırlar, kolayca kulağına girsin ağzına gelsin!
Duyarsın, duyarsın ama sana masal gibi gelir… Dış yüzünü duyarsın, iç yüzünü değil!
Alemde hiçbir zehir, yahut şeker yoktur ki birine ayak, öbürüne ayakkabı olmasın!
Evet... Birine ayak olur, öbürüne bukağı. Birisine zehirdir, öbürüne şeker gibi tatlı!
Yılanın zehri, yılana hayattır, insanaysa ölüm!
Bir aslanı gün boyu takip etseydiniz ve aslanın yaşamak için verdiği mücadeleye tanık olsaydınız ,günün sonunda bu aslanın bir ceylan yakalayıp yemesi sizi mutlu ederdi.Aynı hikayeyi ceylanı takip ederek başlasaydınız ve ceylanın yaşamak için verdiği mücadeleye tanık olsaydınız,günün sonunda bu ceylanın bir aslan tarafından yenmesi sizde bir öfke uyandırırdı.Yani başlangıç noktasını farklı seçersen aynı olay kişide iki farklı yargı oluşturabilir.Bu yüzden kişinin içindeki adalet duygusu, hangi hikayeyi nekadar süreyle takip ettiğine bağlıdır.