Ubudiyette ancak teslimiyet vardır. Tecrübe, imtihan yoktur. Çünki seyyid, efendi; abdini, hizmetkârını tecrübe ve imtihan edebilir. Fakat, abd seyyidini imtihan etmek salahiyetinde değildir. Ve keza insan Rabbini, Hâlıkını tecrübe edemez.
Ve keza, insanın hayat-ı hayvaniyeden aldığı lezzet, bir serçe kuşunun lezzeti kadar değildir. Çünkü insanda hüzün, keder, korku var; onda yoktur. Fakat cihazat, hissiyat, duygular, istidadlar itibarıyla hayvanların en âlâsından fazla lezzet alır.
Devam olmayan bir şeyde lezzet yoktur.
Sen zâilsin.
Dünya da zâildir.
Halkın dünyası da zâildir.
Kâinatın şu şekl-i hazırı da zâildir. Bunlar sâniye ve dakika ve saat ve gün gibi birbirini takiben zevale gidiyorlar.
Ey nefs-i emmârem ! Sana tabi değilim.Sen istediğin şeye ibâdet et ve istediğin şeyin peşine düş; ben ancak ve ancak beni yaratıp şems ve Kamer ve arzı bana musahhar eden Fâtır-ı Hakim-i Zülcelale abd olurum.