Kadına yönelik şiddet, kadın cinayetleri, kadın ve çocuk istismarları. Saydığım tüm bu şeyler ülke olarak ne yazık ki ayrı ayrı kanayan ve hiçbir şekilde bitmek tükenmek bilmeyen yaralarımız. Bu yara öyle bir yara ki daha 17 yaşında olan aynı zamanda bu kitabın yazarı Yaren Bakır'ın ilk kitabının konusunu oluşturuyor.
Kitap Ömer isimli cinayet büroda çalışan bir başkomiserin üst üste belli aralıklarla ve benzer şekilde işlenmiş cinayetler üzerindeki çalışmasını anlatıyor. Cinayete kurban giden kişilerin ya tacizci, ya tecavüzcü ya da kadına yönelik şiddet ve cinayet işleyenler olması, başkomiser Ömer için çok düşündürücü. Kim böyle kusursuz cinayetler işleyebilir? Kitap olay örgüsü ile ilgili spoi vermek istemiyorum. Bir şey yazsam muhtemelen hemen ortaya çıkabilir ama şunu söylemeliyim ki beklenmedik bir sondu.
Kitabın anlatımı açık dili ise akıcıydı. 1 saatte rahat bir şekilde okudum. Betimleme eksiklikleri vardı. Bazı sahneler daha detaylı yazılabilir ve cümleler biraz daha uzun olabilirdi. Ancak okurken soluksuz bir sekilde katili merak edip okuduğunuz için çok da göze batmıyor.
Bu kitapta beni en çok etkileyen şeyler kadına ve çocuğa verilmesi gereken değerle ilgili yazılanlar ve karakter isimleriydi. şehit Ömer Halis Demir, şehit Songül Yakut, cinayete kurban giden Özgecan Aslan, Emine Bulut, Münevver Karabulut daha nicesi. Unutmadık, unutmayacağız ve unutturmayacağız.
Bu küçük yaşında böyle bir dünya ortamında içimizi yakan bir konuda kitap yazmış olman ne kadar üzücü olsa da aynı zamanda da takdir edilesi. Cesaretin için, ses olmaya çalıştığın ve susmadığın için seni tebrik ederim ❤